Araştırmacı Çevre Yazarı Türksen Başer Kafaoğlu
Aralık ayı özellikle İstanbul’da etkinliklerin en yoğun yaşandığı günler. Özellikle hafta sonları,
Her yerde bir söyleşi var. Hepsine katılmak zor. Üsküdar’da Değerli Seyhun Binzet’in
kolleksiyon Sergisi, Özgen Berkol Kurgu Bilim kütüphanesinin, ilginç konuşmacıları, Polen
Ekolojinin yeni etkinlikleri. Sevgili Ekslibris Sanatçısı, Ayşen Erte’nin eseriyle katıldığı karma
sergi, Gazhanedeki ‘’Bir Kolleksiyoner Hikayesi’’ sergisi, Moda’daki Eğitim ve etkinlik
atölyeleri, konserler gibi saymakla bitmeyecek kadar kültürel güzellikler var. İstanbul dışında
da öyleymiş. Örneğin Hatay’daki deprem mağduru çocuklar için yapılan etkinlikler harikaydı.
Böyle başlayıp, ardından bu ay daha neler yaşandığına da bir bakalım: Aile hekimlerinin,
2 Aralıkta 4 Günlük iş bırakmaları vardı. Haklarını alabilecekler mi, göreceğiz. Şu süreçte
‘’Kreşler kaldırılmalı’’ düşüncesi, kadınların çalışma haklarının, bir anlamda da özgürlüklerinin
kısıtlanması anlamına geliyor. Basın özgürlüğü önemli. Üstelik, 5 Aralık 1933’de TBMM de
Kadınların Seçme ve Seçilme Hakkı Yasası kabul edildi. 10 Aralık da Dünya İnsan Hakları
Günü. Pahalılık ve yoksulluk kışa girerken aldı başını gidiyor. Yiyeceklerin denetlenmediği
ortada. Sağlıklı yiyecek bulmak ısınmak ve barınmak zorlaştı. Kadınlarımızın birçoğu da aile
ekonomisine katkı için çalışmakta. Anayasal hakları daraltılmamalı, destek olunmalı.
3 aralık Dünya Engelliler Günüydü. Türkiye Konut araştırma sonuçlarına göre: En az bir engeli
olan 3 Yaş ve üstü yaş grubunun, % 6.9’u engelli. Bu da 4.876 000 Kişi. 5378 Sayılı Yasaya
göre, eşit yaşam haklarına kavuşturulmaları ve engelsiz yaşamaları gerek.
Marmaris’teki bir mütehhitin beton yığınları için tepki vardı. Yürütmeyi durdurma kararı
çıkmış ve inşaat ruhsatları iptal edilmiş. 5 Aralık da Dünya Toprak Günüydü. Topraklarımızı
bu denli zorlayıp, küstürmek niye? Diye soralım. 4 Aralık Dünya Madenciler Günüydü.
Manisa’nın Soma İlçesinde yaklaşık 40 gün, 500 Maden işçisi, yerin altında -5 Derecede,
uğradıkları haksızlığın düzeltilmesi için direndi. Bu emekçiler, aynı zamanda depremlerde can
kurtarmaya gönüllü giden insanlardı. Direnişleri zorluydu. Bir kısmı ocağında nöbet tutarken
bir kısmı da çıplak ayaklarıyla Ankara’ya yürüyordu. Polenes İşçileri aylardır hak Mücadelesi
veriyor. Nasuh Mahruki üst mahkemece serbest bırakıldı. Geçmiş olsun. En önemlisi yurttaş
gözüyle dünyadaki denge, plan ve değişimleri yakından izlememiz.
12 Aralık Yerli Malı Haftası, çocukluğumuzdaki özel günlerden biridir. Her okulda kutlanırdı.
Öğrencilerin getirdiği doğal meyve ve kurutulmuş yemişlerin kokusu tüm sınıfı sarardı.
Sıraları birleştirip, ayrım yapmadan paylaşılırdı. Neler yoktu ki: Muşmula iğde ayva elma
portakal muz fındık fıstık … O yaşların, unutulmaz, anlamlı günleriydi bunlar. Keyifliydi.
Yediklerimizin yerli malı ve doğal olması gerektiği, tutum ve paylaşımcılık aşılanırdı. Ayrıca
birikimimizi simgeleyen kumbaralar da olurdu öğrencilerin yanında. Bu nedenle diğer adı da
tutum haftasıydı. 21. Aralık Dünya kooperatifçilik günü. Özellikle Kadın emeğinin
değerlendirilmesi; doğal, yaşamsal ve yerel kültür düzeylerinin temelden harekete geçmesi;
emeğin kollektif bir alanda düzenlenmesi, üretim sonrası eşit paylaşımının yerleştirilmesi,
gibi çok yönlü anlam taşır. Temelini Gazi Mustafa Kemal Atatürk atmıştır. Topraktan ve
tohumdan, tabağa döngüsünde de ne yediğimizi bilmek. Doğayı kirletmeden, aracısız, yerel
ürünlere kavuşmak hem sağlıklı hem de ekonomik. Öz denetimli bu tip organizasyonların
zamanla bozulmaması ve yayılımı gerek. Aynı zamanda 21 Aralık Günü Kuzey Yarımküre için
uzun gece. Güneş ışınları Oğlak dönencesine dik ışınlarıyla gelir. Bu tarihte kuzey yarım küre
kışın başlangıcı olarak kabul edilirken Güney Yarımküre yazın başlangıcıdır. 2024 Yılında da
gökten yağmur yağar gibi her yeni gün, çok şeyi birden yaşadık. 31 Aralık Yılbaşı. Aralık
gidecek Merhaba yeni yıl diyeceğiz. Dileğimiz, 2025 YILININ MUTLULUK YILI OLMASI!