Araştırmacı Çevre Yazarı Türksen Başer Kafaoğlu
Bu yazımla okurlarımı bir az olsun rahatlatmak istedim. Moda sokaklarının her bir köşesinde bir barınak su ve mama kabı var. Buralarda aç susuz ya da bakımsız sokak hayvanına rastlanamaz. Onlar, tek tek kendilerine sevgiyle yaklaşan sayısız kişiyi anlar, sevilince mutlu olup vaziyet alırlar. Bakmaya doyamayacağımız renk ve güzellikteler, Değişik huylarıyla, davranışlarıyla dikkat çekerler. Hayvan sevmeyen var mıdır bilemiyorum arada rastlanabiliyor. Korku ve sevgi, çocuklara aileleri tarafından bebeklikte yerleştirilmeli. Örneğin buna, minicik ellerin, onlara dokunup sevmesiyle başlanabilir. Sonraları da hayvanlarla ilgili masallar anlatılarak empati ve sevgi bağları kurabilmelerine yardımcı olunabilir. Moda’da gerçek hayvan sevgisine yaşamının büyük bölümünü kimler adamış derseniz akla, semtin İkizleri gelir. 1970’lerdeki Meral ve Zuhal kardeşlerden söz ediyorum. Onları yıllar önce güzel sesleri ve şirin halleriyle izlerdik. Bu ara sohbet etme fırsatım oldu. Kendilerini ilk keşfeden Popüler Ses Sanatçımız 1975’de Fecri Ebcioğlu olmuş. Barış Manço ve Müjdat Gezen’le de çalışmışlar. Her sokağa çıkışımda onları, ellerinde mama sepetleriyle görürüm. Sabah-akşam yaklaşık 100- 150 Sokak kedisine, köpek ve kuşlara gönüllü servis yapıyorlar. Oysa rahatımıza bakalım diyebilirlerdi. Can dostların, tek tek isimlerini huylarını ve sorunlarını biliyorlar. Böyle özverili dostlara teşekkür borçluyuz. Ayrıca sesini duyuramayan hayvanların sesi olup, hakları ile ilgili eylemlere de katılmış olmaları da işin başka bir yönü.
Tabi bu işin bir de yüklü bakım maliyeti var. Neyse ki dostlarından da destek alıyorlar. Her ay Ankara’daki kuzeni ve bazı Moda’lı hayvan severler mama gönderiyormuş. Deneyimli bir arkadaşları da tedavilerine bakıyor. Sokak kedilerimiz epeyce talimli. Mama saatlerini biliyor ve her gün Zuhal ve Meral’in yolunu gözlüyorlar. ‘Haydi sıraya girin diyoruz, asker gibi sıralanıyorlar’’ diye son derece keyifle o saatleri anlatıyor ikizler. Aşılarını iğnelerini yine bir hayvansever arkadaşları üstlense de o pahalı ilaçları kendileri almak durumundaymış. Kısırlaştırmayı belediye veterineri ile hallediyorlar. Serde müzik aşkı da var ya. Altı ay önce Necdet Koyutürk’ün bestesi olan ‘’aşk ateşini’’ Huysuz olan can dostlarından biri için ‘’Gözü eladır, başa beladır, yemek beğenmez, çok ukeladır’’ sözleriyle uyarlamışlar. Bana da usulca söylediler, çok hoştu. Her bir kedinin, karakteri ve huyu ile ilgili ismi var. Caddeden evlerine doğru birlikte yürürken, kedilerinin: İnatçı, iyi huylu, mağrur, kıskanç gibi özelliklerine göre öyküleri olduğu dile getirildi. Oyun kurmalarını öyle bir yaşayarak anlatıyorlardı ki dinlemeye doyamadım doğrusu. Bazı komşuları ilk zamanlarda pek sıcak bakmamış ve tepki göstermişler. Şimdilerde ise Modalı’ların sevgisini takdirini epeyce kazanmışlar. Çoğu kişi, selam verip teşekkür etmeden geçmiyor yanlarından.
İthal edilen değişik cins köpek ve kedi meraklıları da çok. Ülkemizdeki epeyce ilgili Sivil Toplum Kuruluşu onların hakları için, bir araya geliverir ve halkın desteği alırlar. Can dostların katliamlarına asla geçit vermezler. Onları İstanbul Çevre Konseyini Yönettiğim 90’lı Yıllarda daha yakından tanıma fırsatım olmuştu. İstanbul’da 200 Sivil Toplum Kuruluşu Başkanından 7’si hayvan haklarıyla ilgiliydi. Hepsi de çok iyi yürekli ve aktifti. Ama geçinemezlerdi. İlk toplantılarda onların birbirleriyle sıkça kavgalarına tanık olmuş ve şaşırmıştım. Ama zamanla hepsinin de farklı güzel hassasiyetleri olduğunu fark ettim ve birarada olmalarını sağlayabildim. Yaklaşık 4Yıl boyunca önemli etkinlikler yaptık. Zaten o denli duyarlı olmasalar böyle özveri gerektiren yaşamlarını sürdürebilirler mi? Kırsaldaki kediler ve köpekler, bu denli şanslı değil. Çoğu sonbaharda açlığa terk edilir. Vahşi doğada ya yok olur ya da sakat kalır. Bazı yerlerde ne yazık ki belediyelerin sahiplenmesi ve veteriner getirebilmesi, yasalara rağmen olası değil. Yazlık evlerine dönenler onlara mama ve su verseler de ömürleri kısa oluyor. Kısırlaştırma ve bakımları yapılamıyor. Bu da hayvan sevgisi olanlara acı veriyor.
Bilgilendirme için teşekkürler.