Araştırmacı Çevre Yazarı Türksen Başer Kafaoğlu
Uluslararası Zirvelerde’’ İklim Krizi ‘’başlığı altındaki maddeler, ana ekseninden kaydırılmış gibi görünüyor. Uygulamalardaki yetersizlik de apaçık ortada. Demem şu ki: Yıllardır alınan kararlardan ‘’Ortak Geleceğimizi kurtarma’’ yönünde dünya’da gözle görülür bir başarı sağlanamadı. Ülkemizde de bu yıl 76 Milyon insan en az 30 gün aşırı sıcaklığa maruz kaldı. Felaketler aldı başını gitti. Hepimiz bu yönden payımızı aldık. Bu nedenle İklim Krizi ile ilgili bazı kesimlerin ne denli farkında olup olmadığı da konu ediliyor. Medya da mercek altında. Nedeni de Dünyanın III. En büyük gücü olarak bilinmesi ve toplum üzerindeki etkisinin yadsınamaz olması. Bunun için özellikle felaket süreçlerinde, üstleneceği sorumluluk payı büyük. Ne var ki böyle durumlarda çoğunun ne yapamadığından yola çıkılmasında yarar var. Yaşamımızı kapsayan İklim Krizi felaketlerinde ‘üstten tutma haber’ nedenlerini merak edenlerin beyanlarını gözden geçirdim. Gerçekleri görebilmek için istatistiki bazı verilere de ulaştım. Hangi sorunlardan girmeli, nasıl çözümler üretilmeli diye düşündüğümde aklıma gelen ilk soru: Medyamız neden iklim krizi ile ilgili temel gerçeklere giremiyor oldu? New LAB Türkiye Kurucu Direktörü Sarphan Uzunoğlu’nun sunumunda da özetle: bazı enerji kömür madeni ve doğalgaz gibi yatırım yapan holdinglerin büyük kısmının, dijital medyaya reklam verdiği ile ilgili konu ayrıntılarıyla yer alıyor. Alınan reklamlar nediyle haber yapma engelinin de kaçınılmaz olduğu, kriz haberleri olduğunda sadece korkutucu görsellere yer verildiği, ancak gerçeklerin yani iklim krizinin sorun ve çözümlerinin tartışılmadığı, savunuluyor.
Orman Genel Müdürlüğü verilerine göre: Türkiye’de 2023’teki yangın sayısı, bu yıl aynı dönemler içinde %78’ artmış ve 529 olmuş. 15-19 Ağustos 2024’de 306 Orman yangını saptanmış. 1937-1923 Arasındaki 87 Yıl içinde 1408 yangın olmuş. 21.607 Hektar kül olmuş, Son 10 Yılda 2578 Hektar olmak üzere yangınlarda 23.326 Hektar ormanlık alan yok olmuş. Durum görüldüğü gibi çok açık ve korkunç. BBC Türkçe’den Nihal Kalle, son yıllardaki hava hareketlerine değinerek ‘’Türkiye’de 5 Ağustos-3 Eylül arasında medyanın bu konudaki haber verme durumu için, iklim krizi ile orman yangınları arasında bir bağlantı kurulmadığını belirtiyor. Bu dönemde yine 23 dijital haberde ki bunlar arasında büyük televizyon kanalları da var. Bu yangınlardan bahsetme oranı %20’nin altında. Sadece 2 Eylül’de bu oran %20’nin üzerinde, 31’lik bir oran tespit edildi. Ağustostaki yangın, İzmir Karşıyaka’da 2000 Hektar alana yayıldı. 15-19/Ağustos Tarihleri arasında medyanın iklim değişikliğinden bahsetme oranı sadece %2 idi. Yangınların en yoğun yaşandığı günlerde, 17Ağustos’da incelenen 297 Makaleden sadece ikisi iklim değişikliğini vurguladı. 5 Ağustos-3 Eylül/ 2024 Arasındaki orman yangını haberlerinde İklim Değişikliğinden bahsetme oranı yüzdesi, en aşağılara indi. TV kanalları da farklı değildi. Orada da iklim değişikliği ve orman yangını haberleri ortalama 5.7 idi. Biri hariç, çoğu fosil yakıtlardan çıkan Sera Gazlarının İklim Değişikliği etkisinden hiç bahsetmedi. Bazıları sadece özel çevre programlarında yer verdi ve bağımsız dijital medyada, köşe yazılarında yer buldu. Böylece Kriz temeliyle ilgili fazla haber yapılamadığı ortaya çıkıyor’’ diyerek, gözlemlerini açıklamış. Yeşil Gazete Genel Yayın Yönetmeni Alev Kartal ‘’Türk Medyası hala İklim Krizinin önemini kavrayamadı. ‘Son dakika haberciliğinden’ ‘uzmanlık, birikim ve yoğun emek isteyen haberlere’ yer verilmiyor. Bu olgu üzerinde yayım yapan çok az sayıda gazete ve dergi var’’ diye paylaşım yapıyor. Haksız da değil.
KONDA Araştırma Şirketi de kirlilik yaratanları işaret ederek: 2023’de Türkiye toplumunun %73’ünün, İklim Değişikliğine neden olduğunu belirtilmiş.
Ayrıca her dört kişiden birinin, iklim konusunda endişeli olduğunu anket sonucuyla ortaya koymuş. Her bir eleştiriye kulak vermek ve olayları birbirinden kopuk düşünmemek gerek. Ülkemizi çölleştirmenin, bu topluma ve geleceğe yönelik hiçbir faydası yok.
			
    	
		    


Çok güzel t oparlanmis , teşekkürler ederim