Araştırmacı Çevre Yazarı Türksen Başer Kafaoğlu
Yazımıza, Pakize Türkoğlu kim? Sorusuyla başlayıp, değerli bilge büyüğümüzü özetle anımsayalım. Türkoğlu, 1927’de Antalya’nın Gazipaşa Yaylasında dünyaya gelmiş. Köyü Çile’de ilk okul yokmuş. ‘’Ben de okula gitmek istiyorum’’ diye direnince, ailesi bu ısrarlı yakarışa dayanamamış. Öğrenim görmesi için Gazipaşa’daki bir ailenin yanına göndermiş. İşte bu köylü kızın da eğitim serüveni böyle başlamış. Daha sonra 1938’de Alanya’da ilk okulunu; 1944’de de Antalya Aksu Köy Enstitüsünü bitirmiş. Başarılı bir öğrenci olduğu için, yüksek öğrenim görmeye hak kazanmış. 1947’de Ankara’daki Hasan Oğlan Yüksek Köy Enstitüsüne gönderilmiş ve mezun olmuş. 1998’de Tonguç ve Köy enstitüleri kitabıyla ‘’Toplum ve İnsan Bilimleri Büyük Ödülünü’’almış. O, Kitap yazı ve söyleşileriyle ömrünün sonuna dek topluma kattığı kültürel değerlerle bilinir. Bu güzel insanı, 2023 Yılında ve geçtiğimiz günlerde yitirdik.
İnsanlar hep sevdiği, değer verdiği kişilerin ölümsüzlüğünü isterler. Pakize Türkoğlu da benim için öyle dostlarımdan biriydi. Yıllar önce İstanbul’da tanışmıştık. İlk Köy Enstitüsü Yüksek Bölümü mezunlarından biri olması, çok anlamlıydı. Eğitim ve öğretim yıllarını anlatırken sanki o eski günleri yeniden yaşar ve dinleyenlere de yaşatırdı. Kitaplarında da aynı durum hissedilir. O kültür donanımlı yıllar ancak böyle güzel bir dille anlatılabilirdi. Değerli yazarımızın kitaplarını ne zaman okusam, gözlerim dolar ve etkilenirim. Özellikle’’Tonguç ve Köy enstitüleri’’ kitabında çağdaş, nitelikli, yerinde uygulamalı bir eğitim süreci, ayrıntılı ve anlaşılır bir dille anlatılmış. Okuyunca hayran olmamak olası değil.
Kendisi, S.O.S Çevre Gönüllüleri’nin danışman üyesi olmaktan onur duyduğunu söylerdi. Birlikte sohbet etmekten keyif alırdık. Ülkesini çok seven geniş düşünen ilkeli bir kadın yazardı. Onun deneyimlerinden çok yararlandığımı söylemeliyim. Çevresel ve toplumsal etkinliklerimizde birlikte olurduk. Bunlardan en ilginci 25 Kasım 2001 ‘de gerçekleştirdiğimiz Kadıköy Cadde Bostan Kültür Merkezi’ndeki ‘’Köy Enstitüleri Mezunlarının Buluşma Toplantısı’’ idi. Pakize Hanım, hayatta kalan değerli köy enstitülü öğretmen arkadaşlarını yurdun dört bir yanından çağırmakla, kuruluşumuza yardımcı oldu. Mehmet Başaran gibi hayatta olan yaklaşık Kırk Değerli Kişi, yıllar sonra o gün bir aradaydı. Gençlik yıllarını anlatırken sanki yeniden yaşıyorlardı. Peşi peşe anlatılan öykülerin ardından her birinin gözleri doldu, duygusaldılar. Türkoğlu, uzun yıllar Kadıköy’de yaşadı. Sevdikleriyle sohbeti çok severdi. Kitap imza ve söyleşilerimizde birlikte olurduk. Dostluğumuz bambaşkaydı. Çoğunlukla da güncel ülke ve dünya sorunlarını konuşur rahatlardık. Daha sonraları bir gün telefon görüşmemiz oldu. Kentten ayrılıp oğluyla birlikte doğduğu köye yerleştiğini öğrendim. O sırada Bellek kadıköy’deki bir yazımda, kendisinden söz ettiğimi söyledim. Çok sevindi. ‘’Bana onu gönderir misin?’’ dedi. Daha sonra da telefon açıp teşekkür etti. Keşke bir köy Enstitülü olsaydım derim hep. Edindiğimiz bilgilere göre: 17 Nisan 1940 Yılında kurulan Köy Enstitüleri: yerinde, uygulamalı, bilimsel ve çağın gelişmişliği içinde öğrenci yetiştirmiş. Ülkemize özgü bu eğitim modeliyle, emeğin mutluluk tablosunu da görmüş çoğu insan. Öğrenim sürecinde ve sonrası becerileriyle köylü, bulunduğu yere bir ruh ve ekonomiye de katkı sunabilmiş. Düşünebiliyor musunuz, Pakize Türkoğlu o tarihlerde köyünde ilk kez bir enstrüman çalmayı, bisiklete binmeyi, dikiş dikmeyi süt sağmayı öğrenmiş. Bilim ışığında toprak ve üretimle yoğrulmuş. Ülke kültürünün yanı sıra evrensel düşünceyi de özümlemiş. Özetle geniş düşünen, birikimli, mütevazi ve örnek bir Köy Enstitülüydü o. Kaybından duyduğum hüzünle sevenlerine başsağlığı dileyerek yazımı bağlamak istiyorum. Bizden sonraki kuşaklara, köy enstitüleri anlatılmalı. Büyük emeklerle
ortaya çıkan böylesi edebi ve tarihsel yapıtlar, bunun için çok önemlidir. Böyle değerlere vaktiyle sahip çıkılsaydı, günümüzde her şey bir başka olurdu değil mi?
Pakize Türkoğlu 1927 doğumlu ve o yıllarda okumak için ailesi ile mücadele veriyor. 17.Nisan.1940 yılında kurulan Köy Enstitüsünde okuyor. Kültürlü, söyleşilete katılıyor. Köye taşınınıyor.Nurlarda uyusun. Değerli insan.
Elinize sağlık. Negüzel bir anlatım. Çok değerli bu kişiyi sayenizde tanıdım. Teşekkürler.
Pakize Hanım’ı ne güzel anlatmışsınız. Özellikle mütevaziliği, huzur ve güven veren sesi, sevgi dolu yaklaşımı ve yaş ayırmadan herkese eşiti olarak davranması en belirgin özelliklerindendi. İyi ki geçti hayatımızdan ve geride muhteşem eserler, anılar bıraktı. 🌿
Yazınızın, duygularınızla,biyografisini tarafımıza aktardığınız Pakize Türkoğlu için yazınızın son paragrafından girmek isterim .
Böyle değerlere vaktiyle sahip çıkılsaydı, günümüzde her şey bir başka olurdu değil mi?
Diyorsunuz , millet olarak 21 senedir eğitim sisteminin adım adım Arab ekolüne adapte edildiği, giyim kuşamın 50 li yılları bile arattığı , tarihin değerlerine iki ayyaşlar diyerek ,bir vatan bırakmak için savaşan değerlere hakaret eden bir zihniyettin algı yaratarak nice bu ülkede değer olanları unutmamıza vesile olacağı aşikardır.
Atilay Dumanoğlu 03.08.23