Araştırmacı Çevre Yazarı Türksen Başer Kafaoğlu
Bu günlerde ülkemizin pek çok ormanlık alanı cayır cayır yanıyor. Geçtiğimiz yıllarda da hektarlarca orman alanı içindeki canlı türleri, evler, insanlar hayvanlar ve bitki örtüsü yanarak yok oldu. Yangınlarla hava kirliliği daha da arttı. Üzücü olan da günlerce süren faciaların kısa sürede unutulması. İklim Krizinde doğanın insanlar tarafından kirletilmesi ‘NEDEN’ felaketler de ‘SONUÇ’ olarak, özetlenebilir. Bu döngüyü, yuvarlak bir zincirin halkaları olarak düşünebiliriz. Halkalardan birinin zarara uğraması diğerlerini de tetikler. Bütünsellik bozulur. Felaketler de bu nedenle üst üste gelir. Onun için sistemi ayrıntılarıyla iyi düşünebilmek gerekir. Peki bu durumda ne yapmalı? derseniz, basit haliyle yanıtı: yıllardır söylendiği gibi öncelikle doğayı kirletmeme ve koruma. Çöp atmama hatta başka düşüncesizlerin attığı çöpleri de toplama sorumluluğunu almak, olacak.
Artık bilimsel olarak sıcaklığın her yıl hızla artacağı biliniyor. Son yaşananlar, geçmişteki felaketlerden sonra, erken önlem planlarının yapılamadığına işaret ediyor. Uzmanlar: uçak ve yer söndürme aracı yetersizliğinden, personel, eğitimi ve yeni teknoloji eksikliğinden söz ediyorlar. Ormanlık alanların rekreasyonu, tüm orman yollarının 500 Metre genişliğinde yeniden düzenlenmesi, giriş ve çıkış kontrolleri uygulamalarına geçilmesi. Görüntüleme tesisleri ve yer yer su depoları kurulması, Yörede yaşayanlara acil müdahale izni verilmesi.
Bölge yetkililerinin, aynı anda farklı yerlerin alev alabileceği ve aşırı rüzgar ihtimaline karşı, çok önceden yöresel planlar yapmış olması, müdahale sürecini kısaltır. Yayılma önlenebilir. Acele edilmezse yaşanan çöl ikliminin gelecekte artmasıyla canlılar, sağlıklı yaşamakta zorlanırlar. Sahip olduğumuz tüm değerleri kaybederiz. ‘Zincir’ anlatımındaki bütünselliğin bozulmaması için doğa severler yıllarca, cam çöp atık vb.yi yerlere atmayın; sera gazı emisyonlarınızı filtresiz atmosfere salmayın, ormanı suyu ve toprağı koruyun, aksi halde bu gidiş hepimizin sonu olur, deyip durdular. İşte o süreçlerde ilk halkanın, buradan bozulmaya başladığı fark edilmişti. Artık durdurmak zor. Yine de bu kötü gidişi biraz olsun yavaşlatabiliriz.
Kocaeli Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Uzaktan Algılama An Bilim Dalı Çalışma Ekibi, orman yangınlarından sonra oluşan hasar ve parametreler üzerinde önemli bir çalışma yapmış. 2023 Yılında Çanakkale’de 3 Gün süren yangın sırasında, Uzaktan Algılama ve Kontrol Yöntemini kullanmış. Sonuç raporunda: Gezegenimizin 3/1’ine yayılmış olan ormanların gaz ve Aerosol kaynağı olduğunu belirlemiş; yangından etkilenen toplam alanın,4191.93 Hektara yayıldığını; orman ve tarım arazilerinin hasar gördüğünü açıklamıştır. Yangın Sonrası Atmosfere yayılan Aerosol ve Azot Dioksit’in (NO2) hava kirliliği parametreleri üzerinde çalışma yapan Ekip ‘’Kaydedilen en yüksek NO2’nin, yangının son gününde oluşturduğu miktarın 0.026024702Mol/Metrekare olduğunu tespit etmiştir. Bu arada biyomların karmaşık biçimlendiği, haşerelerin çoğaldığı gözlemlenmiştir. Atmosferde oluşan Karbondioksit Metan, Azotoksit ve Ozon gibi aktif gazlardan kaynaklanan küresel ısınmadaki artış artık bizzat yaşanıyor’’ açıklamasını yaptı. Artık Uzaktan Algılama Teknolojisine geçmeli, diye öneriyoruz. Antropojenik eylemlerin sonucu oluşan bu değişiklik, hem ormanı hem de yaban hayatı epeyce etkiledi. 1984 Yılından bu yana küresel ısınma nedeniyle orman yangınları 2 katına çıktı. Oysa orman ekosistemleri 662 Milyon Ton Karbon stoğuna sahip. Ayrıca kasıt ve ihmaller de birer etken. Eski yıllarda köylüye verilmiş olan ‘’Makta Alanları’’ çok önemliydi. Onlar buralardan hem yararlanır hem de gözleri gibi korurlardı. Yasanın, yeniden çıkarılmasında yarar var. Ayrıca iklim değişikliklerinin bir sonucu olan yangınların tahribatıyla bitki örtüsünün üzerindeki Karbon’un %10’luk bir bölümünün azalması ve Atmosfere yayılan gaz emisyonları, insan sağlığı için büyük bir tehdit. Görüldüğü gibi bu gidişin şakası yok. Herkes üzerine düşen görevi hiç vakit kaybetmeden yerine getirmeli.
Yangın çıkmadan onlem almak en önemli bir etken.