Araştırmacı Çevre Yazarı Türksen Başer Kafaoğlu
1 Nisan Şaka Günüydü. Böyle bir günde özellikle öğrencilerin, öğretmenlerine yaptığı şakalar konuşulur. Akla geldikçe de paylaşılıp gülünür. Artık günümüzde her şeyler şaka gibi. Bu nedenle ‘’Nisan 1’’ esprisi de kaybolmuş görünüyor.
31 Mart 2024 Seçimleri, toplumsal değişimin tablosunu ortaya koydu. Ayın ilk gününe
bir başka uyandık. Ne var ki bu şaka değil, gerçek bir tarihi akıştı.
Kısa süren romantik Nisan yağmurları bu yıl, azda olsa yağdı. Özellikle hafta sonları güneşli günleri özleyenler akın akın Moda’daydı. Rengarenk lale bahçeleri, erguvanlar ve yeşeren çiçekli ağaçlarıyla, doğa bir başka oluyor bu mevsimde. Canlıların coşkusu içinde uyanıyoruz sabahları. Ne var ki rüzgarla uçuşan polenler, alerjik bünyeleri yoruyor. Dikkatli olmak gerek.
5 Nisan Dünya avukatlar günüydü. Hukuk düzeni ve işleyişi için barolar çalışmalarını daha da tahızlandırmalı. Yeni atılımlar yapmalı. Özellikle de pek çok doğal alanın çevresel yok edilişlerinde; toplumun yöresel mağduriyetlerinde, tavrını açıkça ortaya koymalı. Buna gerek var. 7 Nisan Dünya sağlık günü, artık sokaklarda gezerken kimin hasta olduğunu; ne tür salgınlar içinde olduğumuzu ya da nelerden nasıl korunacağımızı bilemiyoruz. Bu durum güven vermiyor. 9 Nisan ‘da Amerika’nın bazı bölgelerinde güneş tutulması yaşandı. Ayın dünya ile güneş arasına girmesini NASA görüntüledi. Meraklılar özel gözlükler ve teleskoplarla izledi ve çekim yaptı. Doğal olarak sıcaklık düştü. Tutulma 4 Dakika 28 Saniye sürdü.
10 Nisan’da başlayan şeker bayramı tatili epeyce uzundu. Bazıları için artık eski bayramlar yok. Çünkü yaşam sıkıntıları arasında o da bir lüks oldu. Hayat çoğu insan ve emekliler için kabus gibi ve üzücü. Nedenleri biliniyor. Ziyaretlerin yerini sosyal medyada kutlamaları aldı.
15 Nisan Dünya Sanat Günüydü. Bir süredir, değişik sanat dallarına emek veren bazı genç yetenekleri de yazılarımla tanıtmaya çalışıyorum. Arka kapılarını aralıyorum.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, bize armağan edilmiş böyle bir günde savaşlarda ölen, botlarla göç ederken boğulan, depremlerde kimsesiz kalan, kafaları karıştırılan, mağdur bırakılan, beslenemeyen çocuklarımız, kurban edilen kadınlarımız adına üzgün olduğumuzu belirtmeliyim. Örneğin Çorlu’da 25 çocuğun öldüğü tren faciasının yasal süreci devam ediyor. 328 Kişi yaralanmıştı. Yaklaşık 3000 Gün saydı anneler olaydan sonra. Bunun ne demek olduğunu anlayabilmek gerekir. Duruşma günü 25 Nisan’daydı. Can güvenliği ve yaşam hakkı konusunda hukukun üstünlüğü sağlanmalı her zaman ve her bireyin buna ihtiyacı var. 22 Nisan Dünya çevre Gününü, yaşananlarla düşünmek daha gerçekçi olacak. 27 Nisan Dünya iletişim ve tasarımı günü. Mors alfabesinden akıllı cep telefonlarına kadar gelen teknoloji, iletişimi kolaylaştırdı. Ama haber alma ve haber verme özgürlüğü var mı? Ona bakmak gerek. Düşünce suçundan kaç gazetecinin yaşam hakkı çalındı. Doğru ve şeffaf haberlere gerek var. İşte bütün bunları düşünme günündeydik.
28 Nisan Dünya işçi Sağlığı ve iş Güvenliği günüydü. Emekçilerin, hangi şartlarda çalıştığı, artık sorgulanmaz durumda. İş bulmanın zorluğunu bilenler, nasıl direnecekler? Ya da çoğu kaçak ve çocuk olan işçiler hak ve sağlık sorunlarını nasıl dile getirebilecek?
Dünya patlamaya hazır bomba gibi. Bu kadar sıkıntı arasında İran ve İsrail savaş misillemeleri: ekosistemi, iklim krizini, halk sağlığını ve ekonomik çöküşleri, daha da tetikler. Dileriz uzun sürmez.
Nisan’ın güzel haberleri de var. Örneğin, kültürel etkinliklerin günden güne artması. Üsküdar’ın Belediye Başkanının aydın bir kadın oluşu. Bu durum: yıllarca Valide bağ Korusunu korumak için yasal mücadele veren gereğinde orada nöbet bekleyen yürekli Valide bağ savunucuları için iyi oldu. 2024 Yerel seçimlerinde Belediye ve muhtarlık yetkisine sahip olan epeyce genç kadın görev aldı. Ne kadar sevindirici,umutluyuz.
1 Nisan şaka günüydü. Ama eski özelliği kalmadı. Nisan ayında havalar güzel gidince, insanlar dışarıda vakit geçirdiler. 10 Nisan bayram ve 9 günlük tatil olunca, herkes sahillerde tatil yaptı. Seçimlerde, belediye başkanı be muhtarlarda kadınlar çoğunlukdaydı. Mutlu olduk.
Yazınızı okurken, çocukluğumda severek sayfalarını karıştırdığım saatli maarif takvimi okur gibi bir sıcaklık kapladı içimi. Sevgiler 🌾