Araştırmacı Çevre Yazarı Türksen Başer Kafaoğlu
Ziya Paşa’nın “Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz” söylemi, günümüzde yaşananlara çok uyuyor. Yine 31 Mart 2024 Tarihli Yerel Seçimde, bazı konuşmacıların sözleri, havalarda uçuşup durdu. Çoğu yurttaş, alışılmış görüntülerden bıkmış görünüyordu. Onları ilgilendiren sadece yaşamlarındaki acı gerçeklerdi. Geç de olsa, olan bitenin farkındalığı ile oylarını kullandılar. Bunca yıl, siyaset arenasından kimler gelip, geçmedi ki. Artık, toplumun, seçim süreçleriyle ilgili epeyce deneyim sahibi olduğu da bir gerçek. Sistem bağlamında pek değişen bir şey olmasa da yanlışların, doğruya yöneltilmesi gerekiyordu. Beklenen gün geldi çattı. Gaza basıldı ve umuda yüründü. Ne var ki bundan sonra atılacak adımlar, çok daha önemli. Her süreçte olduğu gibi meydanlarda kimin ne söyleyeceği üç aşağı beş yukarı bilinir.
Ancak yaşamla, söylemin çeliştiği noktalar, hemen fark edilir. Düşünce özgürlüğü olan ülkelerde her bireyin, yasal eleştiri hakkı vardır. Bu mekanizmanın önü kesildiğinde, belleğe atılan sorunlar, içten içe birikir ve çoğalır. Toplumsal güç oluşumu da böyle gelişir.
Bir siyasi parti, toplumun yanında olduğunu kanıtlarsa, kazançlı çıkar. Bu seçimle, muhalefet uzunca bir süreden sonra gaza bastı. Yol almaya çalışacak. Ama aniden fren yaparsa, istenmeyen bir kazaya neden olabilir. Aman direksiyonu dikkatli kullanın, diyoruz. Toplumun çöküşlerden çıkmasının kolay olmadığı biliniyor. Ne var ki bu seçim atmosferinde: para gücü mü; toplum gücü mü? sorularının yanıtı görünür oldu, önemliydi. Bundan sonra da eksikler gözden kaçırılmamalı. Bireyler elini taşın altına daha büyük istekle koymalı. Ziya Paşanın işaret ettiği gibi, yapılması gereken işler birikti. Elimizi neye atsak yangın yeri gibi. Ekonomik sıkıntıların tam da ortasındayken, gereksiz seçim tüketiminden kaçınmalıydı, partiler. Ayrıca plastik bayrak ve pankartlar, propaganda arabalarının beyin sarsan sesi, yerlerde savrulan sayısız bildiri, trafiği felç eden konvoylar, çevreyi epeyce kirletti. Tonlarca doğadan yok olamayan plastik atık birikti. Doğal öfkeyi fark eden politikacılar da görüntü ve gürültü kirliliği yarışına son veremedi. Banklarda oturmak zorunda bırakılan emekliler, bir de plastiklerle kaplanmış bir gök yüzü altında nefessiz kaldı. Toprağı, hayvanı, ürünü, evi, elinin altından kaydırılanlar; emekli, yoksul ve işsizler, gençler çıkmazdaydılar. Seçim propaganda sürecinde Sıkıntılı kesim “Kasap et derdinde, koyun can derdinde” diye mırıldanıyordu içten içe. Haklıydılar. Seçilenler: üretim, ekonomik kriz, temiz su, siyanürsüz toprak, ekosistem, iklim krizi, deprem, sağlıklı yaşam üzerinde iyi çalışmalı. Risk Yönetimi ve alınacak radikal kararlar üzerinde ayrıntılarıyla durmalı. Aksi halde, görüldüğü gibi doğa ve toplum affetmiyor. Eskisi gibi değil, siyasiler iyi izleniyor. Yanlışlar, eskiye göre daha net fark ediliyor. Kim ne yapmış ne yapmamış, mercek altında. Görüldü ki: Güç gösterileriyle, çok para harcanmakla bu işler uzun soluklu olamıyor. Toplumsal fayda adına yapılan çalışmaların önemi, her geçen gün artacak. Devran dönecek. Demem o ki: siyaseti, kişisel çıkar olarak görmek; koltuk kavgaları, söz düelloları, işe yaramıyor. Geçim derdinde olanları da fazla ilgilendirmiyor. Anayasaya göre: devlet, yurttaşın haklarını korumakla yükümlüdür. Yönetim kadrolarında: egolarından arınmış, gerçekleri fark edebilen, bilgili, bilimsel, geniş ve güncel düşünenlere gerek var. Enflasyon aldı başını gidiyor. Ekonomik kriz, yaşamı her geçen gün zorlaştırmakta. Önümüzdeki seçimlerde de aklı başına gelmeyenlere, yine bu uyarıları, yurttaşlar anımsatacaktır. Toplumun yaşam haklarına daha fazla el konmamalı. Enflasyonist bir ortamda öncelikle emeklilerin durumu ele alınmalı. Daha fazla yürek yakan görüntülerin tanığı olunmamalı. Açık söylemek gerekirse: kimin kim olduğunu ne yaptığını ya da yapmadığını, bilmeyen yok. Artık kimse, modası geçmiş gösterişlerden hoşlanmıyor, bizden söylemesi.
1 Nisan itibariyle çalışma maratonu daha da hızlanmalı. Yurttaş uyarılarına ve önerilerine son derece önem verilmeli.
Seçimler geldi. Heryerde seçim ilanları, görüntü kirliliği. Seçimler bitti. İtirazlar, yeniden sayılan sandıkar. Mazbataların verilmesi, bazılarının verilmemesi. Hayırlısı olsun. İnşallah herşey güzel olsun.