Araştırmacı Çevre Yazarı Türksen Başer Kafaoğlu
Bu kez de konumuz, diş sağlığı. Dünyaya dişsiz geliriz. Süt dişi, erişkin dişi, yirmi yaş dişi, diş bakımı, onarım ve takma diş, diye uzayıp giden bir diş serüveni yaşarız. İşlevi ve etkileşimi büyüktür. Bireyin gülme, ısırma çiğneme, konuşma gibi doğal ve psikososyal durumu, ayrı ayrı önem taşır. Ne var ki yüz ve diş ağrısı, ağız, yüz kanseri, ağız enfeksiyonu,yara, periodontal hastalık, diş çürümesi ve diş kaybı gibi rahatsızlıklar, vücudun diğer organlarında da sıkıntı yaratır. Ağız ve diş sağlığı için hijyen, beslenme, rutin bakım ve kontroller gereklidir. Diş sağlığımızın bozulmamasını isteriz elbette. Ama bazen de korku ve kuşkularımızla ufak tefek sorunları görmezden gelip, erteler dururuz. Çoğu kez hastalarıtedaviden bile caydıran, dişçi koltuğuna oturmak öyle pek kolay değil. Korku ön gerilim gibi psikolojik durumlaretkileyicidir. Diş sağlığı eğitimine çocukluktan başlanmalı. Aksi halde mide, barsak gibi diğer organlarda sorunlar yaratıyor. İleri yaşlarda takma dişe de mecbur kalınabiliyor. Diş eti çekilmeleri, estetik kaygısı, konuşma niteliğinin değişmesi, epeyce sıkıntılı olsa gerek. Acıdan kıvranan kişi, dar gelirlilerin, doktora gitmesi neredeyse olanaksız. Bu da işin öbür yüzü. Çoğu dar gelirli kişinin Rutin bakımlara gidememesi ne yazık ki sonunda gelir dağılımındaki eşitsizliğe gelip dayanıyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün ağız ve diş sağlığı ile ilgili 2020 Küresel hedeflerinde: erken teşhislerle toplumun yaşam kalitesini yükseltmek, ağız hastalıklarından kaynaklanan ölümlerin azaltılmasını sağlamak; Uluslararası eşitsizlikten kaynaklanan ağız sağlığı statüsündeki dengesizlikleri azaltmak; sağlık çalışanlarınınetik deneyimlerini ve sosyal sorumluluklarını desteklemek; gelir dağılımındaki eşitsizliği bu yönden göz önüne almak gibi geliştirilme maddeleri, yer almıştı. Sağlık Örgütünün,2024’’deki raporunda: Dünya’da 2 Milyar insanın ağzında tedavi edilmemiş çürük diş olduğu açıklanmış. Buna Nüfusun %85’inin diş sayısının eksiksiz olması; 65 Yaş üstündeki grubun da dişsizliğinin %25 azaltılması gibi yeni eklemeler yapılmış. FDİ ve WHO da ilk kez, 1981’de Küresel ağız sağlığı amaç ve hedefleri konusunda birlikte sunum yapmışlar. Bu kapsamda 5-6 Yaş grubunun %50’sinde diş çürüğü olmaması; her yaş grubuna göre de çürük oranı belirlenmesi yapılmalı’’ diyor. Kararlara uyulması toplum sağlığı için çok önemli.
Ülkemizde: devlet hastanelerinde diş bakım ve onarım hizmetleri veriliyor. Hatta implant da yapılıyor. Ancakyurttaşlar, bekleme sürelerinin epeyce uzun olmasından yakınmakta. İşte bu nedenle çoğu kişi özel hastaneleri seçiyor.Türk Diş Hekimleri Birliği’nin 2024’de belirlediği asgari ağız ve diş sağlığı muayene ve teşhis ücreti, KDV hariç 600 tl’denbaşlıyor olsa da diş komplikasyonlu olduğunda bu miktar,artıyor. Asgari diş muayene ücreti: 2007’de 44tl iken, 2024’de d 1154tl.olmuş. Aradaki fark 119tl. Sağlık Bakanlığının son belirlediği rakamlara göre: bir diş çekimi 1.154tl’den, İkiyüzlü Kompozit Diş Dolgusu 2.055tl’den, Kanal Tedavisi de 2.204tl’den başlıyor. Özel uzmanlık, dişin durumu, harcanan zaman ve masraflara göre de yine bu fiyatların değiştiği belirtiliyor. Diş implantı ödemelerinin de 8.000-40.000 tl.arası olduğu, yine aldığımız bilgiler arasında.
Değerli Diş Hekimi Tamer Erdem’le son dönemdeki durumlarla ilgili bir sohbetimiz oldu. Kendisi sadece Kadıköy’de yaklaşık 600-700 Diş Hekimi olduğunu, belirtti. Tedavi ücretlerinin arttığını; taleplerin eskisi gibi olmadığını;Tek kişinin poliklinik açmanın ekonomik anlamda zorlaştığınıvurguladı. ‘’Malzemelerimizi depolardan alırız. Kadıköy’de yaklaşık 16 tane depo var. Onların bizlere empoze ettiğimaddeler kullanılıyor. Aldığımız kimyasal maddelerin çoğu Hindistan Çin gibi ülkelerden geliyor. Kalite düştü amamaliyet yüksek. Depo malzemelerinin kalite kontrolü yapılmıyor. Bizde dişle ilgili kimyasal sanayi gelişmemiş. Bazen malzemenin üstündeki etiketler değiştirilmiş oluyor.Yerli mi değil mi? anlamak zor. Onlar empoze ediyor, biz kullanıyoruz’’ diye yakınıyor. Denetim şart, işin ucu yine yurttaşa ve hekime dokunuyor’’ diyen Dr. Tamer Erdem, Diş hekimliğinin mesleğin yapay zeka İle ele geçirileceğine inanmıyor. ‘’Duygu inceliği, hasta ve doktor arasındaki hassasiyet bir robotla nasıl olur. Robotik cerrahide, hastanın stabil olması gerek. Oysa dişçilikte bu olmaz. Ayrıca eğitim dekalitesizleşti. 70’lerdeki gibi değil’’diyerek fakülte yıllarınıanıyor. Mesleğini seviyor ve emekli olmayı düşünmüyor. Ama hani derler ya ‘terzi kendi söküğünü dikemezmiş’’diye. Merakedip peki, dişlerinizin tedavisi nasıl oluyor? diye sordum. ‘’Güvendiğim bir hekim arkadaşımla ’’ diye yanıtladı. Sohbetten de anlaşıldığı üzere diş sorunu da eskisi gibi değil.Yine de her mahallede haftanın belirli günlerinde mobil araçlar olsa. Yurttaşlar ücretsiz diş sağlığı hizmeti görseler neiyi olur.
Mobil diş muayene araçları bir nebze faydalı olabilir
Devlet diş hekimlerini yoksul vatandaşlarim tedavi kutusunda mecbur tutmalı .