Araştırmacı Çevre Yazarı Türksen Başer Kafaoğlu
Ülkenin çoğu yerinde maden çıkarılıyor. Ova, orman, su toprak, hava demeden. Tepkiler çok. Özellikle de Altın, Siyanürlü yöntemle ayrıştırılıyor. Bir olumsuz gelişme olduğunda ekosistemi ve yaşamsallığı yok edecek kadar tahribi büyük. AB Ülkeleri ve çoğu gelişmiş ülke uygulamayı kendi topraklarında yasakladı. Siyanür dışında başka yöntem de yok mu? var elbette, ama pahalı. Son haftalardaki Altın çıkarma işlemi, görünür bir faciayla ile gündeme oturuverdi.
Ne var ki bu ve benzeri yeraltı maden işletmecilikleri, yurdumuzun her bölgesine yayılmış durumda. Kazalar yaşanıyor. Her yıl yaklaşık 53 Maden emekçimizi yitiriyoruz.
13 Şubat 2024’de de Erzincan’ın İliç İlçesi Çöpler Altın Maden işletmesinde meydana gelen olayla çok sarsıldık. İşletme: Kanada ve Türk Şirketlerinin ortaklığı ile yürütülüyor. Çıkarılan maden üzerinde yabancı şirketin payı % 80, bizim özel şirketin payı ise % 20. İşletme Kuzey Anadolu fay hattı zomu üzerinde. 120 Metre uzaklıkta da baraj var. Buradaki sudan aynı zamanda değişik illerimizdeki 5 farklı baraj da besleniyor. Olay öncesinde, bazı çatlaklar ve hasarlı borular için uyarılar yapıldığı söyleniyor. Yaklaşık 150 Metre ötede, eski yerleşim yerleri var. Dinamit patlamalarından uyuyamayan yerleşke insanları tedirgin ve korku içinde. Epeyce yasal mücadele vermişler ama şimdi onlar, göz göre göre yaşananlar karşısında ne yapacaklarını bilemiyorlar. Acı ve kuşkuları katlanmış, hasarları, kayıpları var. Bu arada olay ile ilgili pek çok yetkili ve bilim insanı, görüş belirtti. Biz yurttaşlar da izledik. Verilen bilgiler, inanılır gibi değildi. Son yıllarda Çevre, orman vb. yasalarda değişiklikler yapılmıştı. Bazı yasa madde ve yönetmelikler, Maden Yasası kapsamını daha da genişletmek üzere düzenlenmişti. Böylece yeraltı arama alanlarının yaygınlaşmasının önü açılmış oldu. Siyanürle Altın ayrıştırma faciası ile ilgili ortaya çıkan kronolojik gelişmeler tarihleriyle şöyle: Aralık 2010 da Maden çalışmaya başladı. 2016 da yöre insanlarının, çevrecilerin ve bazı kurumların uyarıları, yasal itirazları oldu. Bu durumu ciddiye almak yerine şirket; karşı çıkanların bir kısmına ödeme yapıp, sus payı verdi. 7 Ekim 2021 de 1742 Hektar daha kapasite artırıldı. Bu konuyla ilgili de ÇED onayı alındı. 27 Haziran 2022 de sızıntı nedeniyle Bakanlık maden faaliyetini durdurdu. 23 Eylül 2022 de Bakanlık onayı ile maden, yeniden faaliyete geçti. 2 Haziran 2023 de kapasite yine artışı yapıldı ve yine ÇED olumludur raporu verildi. (Çevreye zararlı etkisi yoktur) anlamına gelen ÇED kararını Danıştay bozdu. 18 Ağustos 2023’de Bakanlık madenin bir kez daha kapasite artırımını onayladı. 13 Şubat’ta Siyanür yığınında Fırat’a ve körfeze doğru çökme yaşandı. Çevresindeki dinamit patlatılmalarının, komşu illerden buraya taşınan çamurun, Zehirli Liç’in yükünü daha da artırdığı belirtiliyor. Maden işletmesinin böyle bir kriz için risk planlarının olmaması büyük bir eksiklik. Ayrıca, Altın işleme prosesine uyulmaması da son derece dikkat çekici. Süreç içinde: Jeoloji, Metalürji, Jeofizik, Deprem bilimcilerinin; çevreci yöre insanı ve emekçilerin uyarılarına rağmen, işler yürütülüp durmuş. Daha fazla canların yanmaması en büyük isteğimiz. Soluduğumuz havaya içtiğimiz suya, yetiştirilen ürünlere: zehirli, tehlikeli madde ve kimyasalların karışmamasını diliyoruz. Uzmanlar, çamurlu atık içinde yapılacak arama kurtarma için, uygun teknolojinin de henüz ülkemizde olmadığını belirtiyor. Bu eksiklikler giderilmeli. Bir yetkilinin ‘’Buradaki yığının başka bir yere nakli için 400 Milyon kamyon gerekiyor’’ demesi, külfetin ve maliyetin de büyük olacağına işaret ediyor. Keşke, Kanada’lı bir firma yetkilisinin ‘’Ucuz işçi çok iyi oluyor. Biz de çok para kazanıyoruz, burada altın çıkarmaktan çok memnun kaldık’’ açıklamasını bir tv kanalından duyup, tanık olmasaydık. Böyle sözler çok ağır geliyor. Ama gerçek bu. Sömürü madenciliği işte böyle bir şey. Sonuç ortada. Söylenecek tek bir sözümüz var. Bu ve benzer denetimsiz vahşi maden işletmeleri kapatılmalı. Canlarımız ve doğal dengemiz, altından daha önemli.
Ülkemizin çoğu yerinden maden çıkarılıyor. Fakat bazı tedbirdizliklerden dolayı, bazı çöküntütüler meydana gelmektedir. Son Erzincandaki olayda hala 9 işcimiz toprak altındadır. Bazı tedbirsizliklerden dolayı meydana gelen bu çöküntüler, inşallah bir daha olmaz.
Beynine kalemine sağlık Türksen Ablacım. Bu ülke ne zaman insamî ve medenî olacak , çok yazık çok…