Araştırmacı Çevre Yazarı Türksen Başer Kafaoğlu
30 Kasım-12 Aralık 2023 Tarihleri arasında nasıl işlediğini;neden başarıya ulaşılamadığını iyi bildiğimiz Zirvelerden biri gerçekleşti. Dubai’de düzenlenen COP28 BM İklim Zirvesi idi bu da. Yine petrol, kömür gibi fosil yakıtların Karbon emisyonlarının sınırlandırılması görüşülecekti. 1996’da Habitat IInin İstanbul’da gerçekleştiği süreçte de benzer,Uluslararası ve Ulusal Toplantılara katılmıştık.‘’Akredite’’edilen yani BM’den onay alan tek Çevre KuruluşuS.O.S Çevre Gönüllüleri idi. Bu nedenle radikal sunumlarımızla etkinliğin tam da içindeydik. Tanık olduklarımıza ve yaşananlara bakıldığında, COP28 Dünya Zirvesinde de, sistemin açıkça nereye evrildiğini bir kez dahagörmüş olduk. 100.Kez de toplanılsa durumun pek farklı olmayacağı hatta her yıl biraz daha sönümleneceği bu kez desergilenmiş oldu. STK’ların sesi de duyulmadı. Tabi bu aradataraflar arasında her zamanki gibi sözde bir anlaşma da imzalandı. COP ilk kez,1992’de tarafların bir araya gelmesiyle oluşmuş, yıllarca sürmüştü. Bu yıl ki toplantıda, 200 Ülke Temsilcisi Birleşik Arap Emirlikleri’nde buluştu. ToplantıyaSultan-el-Jaber Başkanlık etti. Sultan ‘’Dünya’daki sıcaklık artışlarının 1.5 Derece ile sınırlandırılması için hızlı ve sürekli azaltılmalara ihtiyaç var‘’diye başladı açış konuşmasına. Zaten yakıtlardan kaynaklanıp açığa çıkan Karbondioksit gibi gazların atmosferin ısınmasına neden olduğu biliniyordu. Ana tartışma konusu emisyonların azaltılmasıydı. Ülkeler, her zamanki gibi konumlarıyla ilgili bilgi ve eleştirilerini sundular.Tabi her ülkenin yüzleşip yanıtlanması gereken çeşitli durumlar da vardı. Örneğin, Türkiye’nin yenilenebilir enerji potansiyeli yeterli mi? Yeterliyse neden fosil yakıta devam ediliyor? gibi açıklık getirilmesi beklenen sorulardı bunlar.BBC Türkçe’den Burak Atabay’ın haberine göre: ‘’Türkiye,yeni termik santral projelerini yavaşlatıyor. Kısa süredekömürü terk etmeyi planlanıyor. Oysa uzmanlara göre budurum, uzun vadeli iklim hedefleriyle çelişmekte’’ Yine, BBC Türkçe, söz konusu zirveden önce ülkenin, neden yenilenebilir enerjiye geçmek istemediğini, araştırdığını belirtiyor. Dikkat çekici tabi. Bu arada bazı tartışmalar da oldu. Örneğin, Farklı 39 Adadan oluşan Ada Devletleri Birliği adına söz alan Başkan Somao, Zirvedeki kararların kendi yokluklarında alınmasına itiraz etti. Baş Müzakereci Anne Ramussen ‘’Bu süreç bizi hayal kırıklığına yöneltti’’ dedi. Bolivya ise ‘’Son 8 Yıl gelişmiş ülkelerin sorumluluklarını silmek üzere yoğun çalışmalarıyla geçti. Bu zirve, dünya ülkeleri arasındaki adaletsizliği ve eşitsizliği daha da artıracak’’ dedi. Uluslararası iklim ağında, sivil toplum kuruluşlarının, konuyla ilgilikatkısını anlattı ve Kuzey Güney ülkeleri arasındaki adaletsizliğe vurgu yaptı. Bize göre, işte bu görüşlerönemliydi. BAE, Dubai’nin dünyanın en fazla petrol üreten ülkelerinden biri olduğu; Greta Thunberg’in İsveç’deki petrol tankerlerine engel olduğu için mahkemeye çıkacağı;Avrupa’da aşırı sıcaklar yükselirken Yunanistan’da orman yangınları sürdüğü, gibi konuları dile getirdi. Asıl merak edilen ise Türkiye’de güneşin bol olduğu bölgelerde elverişli çatılardan ne kadar elektrik üretilebilir? Rüzgarlı alanlarda tespit edilen rüzgar enerjisi için toplam veri nedir ve daha nasıl geliştirilebilir? Sorularına verilecek yanıttı. AslındaÜlkemizde fosil yakıttan vaz geçebilmek için epeyce uygundoğal kaynak var. Yaklaşık ısı potansiyeli 35.500 MWt.Elektrik üretimi potansiyelimiz olduğu; enerjimizin %30’unun güneş enerjisinden sağlandığı biliniyordu. Jeotermal, Biyogaz, Biyo Kütle, Atık ısı, Pirolotik ve Yağ Enerji Santrallerinin toplam kurucu gücünün ise 1.775MW olduğu; bunlardan toplam 7371.770.000 Kilovat Saat Elektrik üretildiği resmi raporlardan anlaşılmaktaydı. Ülkemizdeki yenilenebilir enerji kaynakları geliştirilmeli. Fosil yakıtların azaltılması için kaynaklar değerlendirilmeli. Bunlar da şeffaf olarak ortaya konmalı, çelişkiler ortadan kaldırılmalı. İlgililerin veuzmanların katılımlarıyla tartışmaya açılmalı. Enerji tasarrufuplanlanması yaygınlaştırılmalı ve teşvik edilmeli. Ayrıca bu aksiyon, ev ekonomisi ve sağlıklı yaşam için de epeyceönemli.
Çevre kuruluşları SOS çevre gönüllüleri vardı. Toplantılar yapılırdı. Uşak’da, İstanbul’da kutlamışdık. Enerji kaynaklarımız geliştirilmeli. Türkiye’nin enerji potansiyeli yeterli değil. Enerji tasarrufu yapılmalıdır.