Araştırmacı Çevre Yazarı Türksen Başer Kafaoğlu
Ekolojik, ekonomik ve sosyolojik yönden, ağır ve sıcak günlerin tam ortasındayız.
Bir gün bakıyorsunuz Eyyam-ı-Bahur denen yılın en sıcak ve boğucu günleri. Bir bakıyorsunuz fırtına ve gece serinliği. Her şeyde olduğu gibi İklim Krizinin de istikrarsızlığını yaşıyoruz. Hayatta kalmanın bedeli ağırlaştı. İklim koşullarının daha ilerde ne olacağı bilinmez. İçeceğimiz suya, almamız gereken gıdaya erişmek her yönüyle zorlaştı. Yurttaşların çoğu sıkışmışlık içinde. Bütün mesele, her bir sorun öncesi acil eylem planlarının yapılıp yapılmamış olmasında. Geç kalınırsa, maddi manevi kayıplar katlanarak artıyor. Orman yangınları, depremler, susuzluk, açlık, taşkınlar seller, hortumlar, kirlilikler ve iklim değişikliği. Bunların hepsi yaşanıyor mu? Evet. Hatta üst üste meydana geldiği de oluyor. Tüm sorunlar üzerimize doğru yığılıyor sanki. Belen ormanlarının gerçek sahipleri olan köylülerimizin, doyumsuz para gücüne karşın doğa için bu sıcaklarda verdiği mücadeleye destek, artarak devam ediyor. Orada yaşananlar tarihin bu aylarına, not düşülmeli. Ormanı korumak, bilindiği gibi devletin ve yurttaşın anayasal sorumluluğunda. Bu nedenle ağaca sarılan ninelere yasal ve vicdani görevlerini yerine getirdikleri için saygı duyulmalıydı. tersi oldu. Sadece onların gözleri ve yürekleri değil anıları da acılarla örüldü. Ne yazık ki benzer olaylar çok yerde karşımıza çıkmakta. Ormanlarımız ekosistemdeki tüm canlılar için de korunmalı. İlgili yasaya göre: bırakın ağaç kesmeyi, bir ağaç dalını ya da iki çam kozalağını eve götüren köylüye, hapis ve para cezaları veriliyor. Ayrıca da orman suçları, af kapsamı dışında. Buna karşın paragöz orman yok edicilere göz yumulması, tam bir kara tablo. Çanakkale’deki orman yangınıyla tüm canlı ekosistem üç günde yok oluverdi. Yaşam alanlarında önlemlerin yetersiz olduğu ortada. Bu ay Afrika’dan aşırı sıcak dalgası geldi. Dayanmak zordu. Yeryüzünde bozulan bir denge diğerlerini de tetikliyor. Değerli Yazarımız Aziz Nesin yaşanan garip gerçekleri, özgün güldürü tarzıyla ne güzel anlatırdı. Günümüzdeki durumları da kim bilir nasıl kaleme alırdı. Kendisine olan özlemle ve farklı bir tekerlemeyle, kendisine selam edelim. ‘’Kirlettik. İklimler değişti. İklimler değişince, su kaynakları kurudu. Su kaynakları kuruyunca, topraklar çoraklaştı. Topraklar çoraklaşınca, ürün alınamadı. Ürün alınamayınca açlık başladı’’ Doğal döngüler bozulunca sonuç nasıl oluyormuş, artık gerisini siz getirin. Aslında zincirleme felaketlerin sorumluları kimler? sorusunun yanıtı da son derece açık. Dünyadaki siyasi tercihler ve insanlar elbette. Ne var ki hala ciddiyetin farkına varılamadı. ‘’Son balık yendiğinde, son ağaç tükendiğinde, paranın bir gün yenemeyeceğini’’ Kızılderili Ata Sözünden algılayamayanlar çoğunlukta. Peki de algılayanların suçu ne? Çok sıcak günlerdeyiz. Isının 35- 40 Derece olduğu günlerdeki nem oranı da epeyce bunaltıyor. Çoğu yerde klima ve vantilatör devreye giriyor. Bu da sürekli artış halindeki elektrik faturalarının daha da yükselmesi demek. Damar kalp, solunum sistemi ve zatürre gibi hastalıklar gündemde. Çalışanların işi çok daha zor. Aşırı sıcak olan böyle günlerde İtalya’da olduğu gibi çalışanlar için iş saatleri düzenlemesine gidilmeli. Pamuklu rahat giysiler ve bol su hafif yiyecekler önerilenler arasında. Havalar kadar geçim sıkıntıları da ortada. En çok da emekli ve dar gelirliler darbe yiyor. Hak etmedikleri halde her yönden incitilen değerli büyüklerimize sahip çıkılmalı. Geleneksel saygı anlayışımız hatırlanmalı. Bu aylarda, parasal çıkmazlara, aşırı sıcaklara, ortamdaki gerginliklere dayanabilene aşk olsun, demek geliyor içimden. Yaşam koşulları her geçen gün ağırlaşıyor.
Şu durumda, keşke elimde bir sihirli değnek olsaydı, diyorum ama o da yok. 30 Ağustos Zafer Bayramımız da bu ay içinde. 1922 Yılında Gazi Mustafa Kemal Paşa öncülüğünde başlayan kurtuluş mücadelesinde, zafere ulaşmamızın önemi büyük. Eğitim koşulları her yönüyle bir
garip. Yorucu bir ay bitiyor. Eylül’de bakalım daha neler olacak? Sağlam durmalıyız değerli dostlar.
Elinize sağlık 👏🏻👏🏻👏🏻
Durumumuzu nedenlerini açıklayan bilgi dolu saptamalar.
Daha fazla geç kalmadan yasal önlemleri almalı yoksa
herşey için çok geç olacak.
Yangınlar, sıcaklar, topraklar kurudu, dengeler nozıldu. Hastalıklar çoğaldı. Torakları yaktılar, sıcaklar bunaltıcı olunca, üretim azaldı. 30.Ağustos.Zafer bayramımızı kutlayacağız.