Araştırmacı Çevre Yazarı Türksen Başer Kafaoğlu
‘’Gezegenimizin kahramanı’’ olarak anılan Dr. Jane Gooal’ın bir araştırma enstitüsünde dünyadaki ekosistemlerin korunması için çığır açan çalışmaları vardı. Ne var ki, söyleşini yapmaya gittiği ABD’de 2025’in Ekim ayı başında yaşamını yitirdi. Çok acı bir durum. Kendisinin ortaya koyduğu son bulgular, insanlar ve şempanzeler arasındaki benzerliklerle ilgiliydi. Burada insanlara en benzeyen hayvan türünün, maymunlar olduğu savunuluyordu.
Dr. Shinya Yamamoto Bossou’da Şempanzeler üzerine yaptığı saha çalışmalarında, bu tür canlıların, zeka işbirliği, savaşcı ve yardım sever olması gibi özelliklerine ağırlık vermiş ve şöyle tanımlamıştı:
‘’Pen troglodytes, Afrikanın tropik savanlarında yaşayan bir Şempanze türü. Kuyruksuz, vücudu siyah kıllarla kaplı. Yüz, kulak el ve ayak içinde kıl yapısı bulunmuyor. Yaşlanınca, saçları dökülüyor ve çene bölgesi beyazlanıyor. Erkekler 35-20, dişiler de 50 Kilo ağırlığında. Kol ve bacakları, diz altlarına dek uzuyor. 4 Ayak üstünde yürürken eklemlerinden destek alıyorlar. 50-60 Yıl yaşıyorlar. Koku alma duyularından çok, görme duyularına güveniyorlar.
Bu insansı türler Pramitler Familyasından’’ Yapılan gözlemlere bakıldığında söz konusu türlerin aileleri arasında yıllarca süren savaşlar oluyor. Örneğin: çok sevdikleri incir için, ölesiye ve çığlık çığlığa dövüşüyorlar. Bu hırs asla geçmiyor. Ardından lider olabilmek için rakiplerinin kafasına taşla vurarak kasten katlediyor ya da döverek kaçırıyorlar. Türün bir kısmı, Nabibya’nın en doğa harikası olan yerinde yaşıyor. Ne yazık ki özellikle son süreçlerde insanlarlarda olduğu gibi, bunlarda da gruplar arasında kin, kavga, öfke ön plandaymış. Kahama ve Kasagele Grubunun, toprak kazanma saldırı ve zafer için çok hızlı davranışlar içinde oldukları, bilim tarihinde de yer almış. Bitkisel ve hayvansal yiyeceklerle besleniyorlar. Küçük böcekleri, yuvalarında sopadan şiş aleti yapıp avlıyor, sonra da afiyetle yiyorlarmış. Tespitlere göre, yaklaşık 556 Av girişimleri olduğu saptanmış. Ne yazık ki
Şempanzelerin 2011 ile 2015 Yılları arasında türlerinin hızla azaldığı gözlenmiş. Şayet evrenleşemezler ise yok olacakları da dile getiriliyor. Örneğin, Siyah Beyaz Kolobosların
12 Gurubunda da azalmanın çok fazla olduğu belirlenmiş. Şempanzeler saldırgan ve soy kırım huyunda. Bunun yanı sıra son derece organize, kovalayıcı, pusucular. Avlarını paylaşıyorlar. Dişileri de onlara her zaman yardımcı oluyor. İnsanları tanımak için, doğayı ve özellikle de diğer canlıları iyi tanımak gerek. Son yıllarda insanların da dönüştüğü, canavarca ve ilkel tavır benzerlikleri, önemli kanıtlardan. Tarihi süreçlerde bazı hayvanların, saldırganlık gibi nitelikleri göz önüne alınıp, ülkeler arasındaki savaşlarda da destekçi olarak kullanıldığı biliniyor. Örneğin M.Ö 275-280 Arasında Tarentum Kralı Pirüs, filleri sayesinde Roma Ordusuna karşı zafer kazanmış. Buna karşın Romalılar da cepheye sürdükleri domuzlarla, filleri korkutarak kaçırmış. Savaşta başarılı olmasına rağmen Pirus, uzun vadede mağlup sayılmış. Ayrıca atlar, eşekler, develer, güvercinler, yunuslar arılar bakteriler gibi pek çok hayvanları insanlar zafer kazanabilmek amacıyla kullanmışlar. Akrep, fare ve yılanlar, saldırgan olarak eğitilmiş. Köpekler işkenceci, iz bulan, gergedanlar da mevzi olarak kullanılmış. Anlaşılan o ki söz konusu canlılar da insanların savaşlarından nasiplerini almışlar. 1943 Yılında Japonya’daki bir hayvanat bahçesinde John, Tonki ve Wanli isimli üç Filin öyküsünü içeren anıtlar yapılmış. Burası her yıl 3 Milyon insanın ziyaretine açılıyormuş. Anlamı büyük ‘’Bu üç fil ve çoğu hayvan savaşta beslenemediği için kaçıp, insanlara zarar verir düşüncesiyle aç ve susuz bırakılmış. Bu durum günlerce sürmüş. Derileri kalın olduğu için zehirli iğne vurulamamış. Sonunda zehirli patates yedirilip ölüme terk edilmişler. İnsanların hücum ve mevzi aracı olarak kullandığı bir utanç alanıymış burası. Son Yüzyılın Nükleer Savaş Teknolojisiyle, bir anda insanlarla birlikte sayısız hayvan telef oluyor. Türleri ve nesilleri yok oluyor. Ya sonrası yaşam?
