Bellek Kadıköy
  • Anasayfa
  • Bellek Kadıköy Hakkında
    • BELLEK – KADIKÖY
  • Blog Yazıları
    • Sosyal Çevre
    • Doğal Ve Mimari Çevre
    • Kültür Ve Sanat
  • Fotoğraf Albümleri
  • İletişim Bilgileri
No Result
View All Result
Bellek Kadıköy
  • Anasayfa
  • Bellek Kadıköy Hakkında
    • BELLEK – KADIKÖY
  • Blog Yazıları
    • Sosyal Çevre
    • Doğal Ve Mimari Çevre
    • Kültür Ve Sanat
  • Fotoğraf Albümleri
  • İletişim Bilgileri
No Result
View All Result
Bellek Kadıköy
No Result
View All Result
Home Blog Yazıları Sosyal Çevre

Artemis Çiçekleri

by adminoad136
Mayıs 20, 2025
0 0

Araştırmacı Çevre Yazarı Türksen Başer Kafaoğlu

Her bireyin hangi yaşta olursa olsun, yaşam öyküsü var.  Kaleme alındığında son bölümünün gerçek anlamda önceden kestirebilmesi zor.  Bazıları yarım da kalıyor. Sevdiklerin acısı uzun sürebiliyor. Yıllar sonra sadece kısacık ömür öyküleri hatırlanıp, duygu yumağı oluyor yüreklerde.  Yapılacak bir şey yok. Doğa kuralı. Bir yaprak misali tüm canlılar gibi doğmak yaşamak ve yok olmak.  Gençlikte hayat sonsuzmuş gibi yaşansa da sonraları, geriye bakıldığında küçücük bir paket senaryodan ibaret. Böyle bir gerçeklikten bakıldığında kişinin, kendi uğraşları dışında ne yapıp yapmadığı önem kazanır.  ‘’Ne güzel işler başarmıştı’’ diye anımsananlar yücelik kazanırlar.  Ben bu duruma biraz da sitemkar bakanlardanım. ‘’Ah keşke bu denli övgüyü yaşarken de yapsaydınız’’ diyesim gelir.  ‘’Korkunun ecele faydası yok’’ sözleri bana göre onurlu olmayı da işaretleyen bir düşünce. Toplumlar tarafından saygı duyulanlar, cesaret gösterebilmiş korkusuz ve belleklerde iz bırakabilen kişilerdir. Değişim çemberi içindeki insan, dostları, toplumu ve doğal kaynakları için bir şeyler yapma cesaretini göstermişse, öyle kolay unutulmaz, ölümsüzleşirler.  Bu tür etkin yurttaşlar, doğa kuralı gereği bir gün öleceklerini bilir, ama ölmeyecek gibi toplumsal fayda gereklerini yerine getirmeye çalışırlar. Sadece yerinden söylemler ve ardından diz dövmelerle, geç kalınmış olur.  Demem o ki değişim ve farkındalık geriden gelmemeli.  Aksi halde onun tanımı, duraklama hatta geriye dönüş olur. Hele ki canlıları sarmalayan ekosistem ve evren bile değişken yapıdayken. Bu bilim insanlarının son yüzyılda en çok konuştuğu bir olgu.  Tüm insanlığı da yakından ilgilendiriyor.

Ozan Karakaş’ın çevirdiği Eınstein Ansiklopedisinde bilimsel olarak evrendeki doğal denge ve karanlık enerjinin de değiştiğini savunan Bilim İnsanı Eınstein 1944’de ‘’Bir toplumun maddi ve düşünsel ihtiyaçlarının sağlanabilmesi için belli bir miktarda zorlama, örgütlenme ve bürokrasinin gerekli olduğu’’ sözleri yer almış. Bununla da doğal ve toplumsal değişimin önemi anlatılıyor. 

Sadece insanlarla değil, doğal dengenin gücüyle de bazı gözden kaçırılan gerçeklerin bir gün su yüzüne çıkacağını anlatan, yakın tarihli bilgilerden ilginç bir örneği paylaşmak iyi olacak sanırım. Sırplar 1995 yılında Bosnalıları katletmiş, öldürdüklerini de toplu mezarlara gömmüşler.  Bu insanlık suçu, uydudan belli olmasın diye, manyetik parçalar bile kullanmışlar. Toprağın üstünü bitkilendirerek olayları gizlemeye çalışmışlar. Toprak zamanla değişime uğramış.  Bu alanda mezarlık ortamını seven Artemis çiçekleri açıp yayılıvermiş.  Sözü edilen endemik tür, mavi kelebeklerin de çok beğendiği bir besin kaynağı imiş. Bu cazibeyle oraya doğru uçup çoğalmışlar.  Sırplar bunu hiç hesaba katmamış.  Bir gün gelmiş, yok edilip gizlenmek istenen 8372 kişinin mezarı, kelebeklerin orayı istila etmesiyle ortaya çıkıvermiş.  Gerçeklerin mutlaka bir gün ortaya çıkması ve yazılması anlamında ilginç bir örnek olarak anlatılıyor. Doğal ve toplumsal evrilmeler yıllar sonra bambaşka şekil çizebiliyor.  Değişim süreçleri başlıyor. Kişiler için de öyle değil mi? Bakıyorsunuz, vaktiyle dışlanan kişilerin değeri, bir süre sonra anlaşılabiliyor.  Hatta Karşıt kişilerin bile gönlüne taht kurabiliyor.

1962’lerdeydi. Ankara’da bir gün ‘’genç Tiyatro Sanatcısı Işık Yenersu’nun evini kolluk kuvvetleri basmış’’ dediler. Anlatıldığına göre, arama sırasında içlerinden birinin gözü, duvarda asılı olan Nazım Hikmet posterine takılmış. Kız o senin baban mı? diyerek genç sanatçıya epeyce hakaret edilmiş.  O tarihlerde de böyle olaylar çok yaşanırdı. Yıllar önce yaşanan bazı aymazlıklar birdenbire olmasa da öyle bir değişti ki.  Gün geldi, Nazım’ın şiirleri her ağızdan okunur oldu.  Şiirleri, yaşamıyla ilgili kitaplar, belgeler oluşturuldu.  Ama o ve benzer yaşamlar yıllar da geçse hiç unutulmuyor.  Tarih ve toplumun değişim birlikteliğini unutmamak gerek.  Her bir sorunlu günlerin ardından iyileri de yaşanıyor.   Umut ve değişim, en güzel dayanaklardan.  

Tags: bağdat caddesihaldun tanerkadiköy iskelekadıköy belediyesikadıköy bellekkadıköy boğakadıköy lifeSosyal Çevre
ShareTweetPin
Previous Post

Kentsel Dönüşüm ve Toplumsal Değişim Çelişkileri

Next Post

Aylardan Mayıs /2025

adminoad136

adminoad136

Next Post

Aylardan Mayıs /2025

Comments 2

  1. Tamer Erdem says:
    1 hafta ago

    Hayatın evrilmesini pek hoş anlatmışsınız, teşekkürler

    Yanıtla
  2. Yahya Dogan says:
    1 hafta ago

    Merhaba “Bugün biraz rahatsız olduğum için olumsuz tepki vereceğim hayat zor.

    Yanıtla

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • Bellek Kadıköy Hakkında
    • BELLEK – KADIKÖY
  • Blog Yazıları
    • Sosyal Çevre
    • Doğal Ve Mimari Çevre
    • Kültür Ve Sanat
  • Fotoğraf Albümleri
  • İletişim Bilgileri

© 2025 JNews - Premium WordPress news & magazine theme by Jegtheme.

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In