Araştırmacı Çevre Yazarı Türksen Başer Kafaoğlu
Kentsel Dönüşüm, bütünsellik içinde ele alındığında sağlıklı olabilir. Bu kapsamda mutlaka insan sosyolojisi, psikolojisi, gelir dağılımı ve doğanın kendini yenileme hakkı gibi olgular yer almalı. Amaç, klonlanmış yapılardan ibaret olmamalı. Söz konusu projeler Toplum Bilime dayalı olmalı. Sosyal hayatın kültürel çözümlemesi ve ona göre uyarlama yapılması önemli. Emile Durkheim sosyolojisi bu olguyu, toplumsal ihtiyaçların karşılanmasına yönelik bir işlevsellik içinde ‘’toplum ve düzen dayanışması kavramlarıyla’’ ele alıyor. Tamamlayıcı bir durumu da Uğur Tanyeli ele almış. Araştırmacı Yazar, Korku Metropolü İstanbul Kitabında ‘’Öteki ‘’tahayyülü içindeki metropoliten korkuları, anlatılıyor. Kitapta Woody Allen’in de ‘’Kuşkusuz görünmez bir dünya var. Sorun, yani (korku) kent merkezine ne kadar uzakta ve gece kaça kadar açık’’ mizahi sözleriyle, çok şey anlatıyor. İyi düşünmek gerek. Mekanlar yanlış ve eksik planlanır, insani nitelikleri yok sayılırsa, korku üretebiliyor. Beton ve demirle yapılan binalar, sadece pencere kapı ya da eşyaya göre değil, içinde yaşaması istenen insan faktörünün ön planda olduğu şekliyle tasarlanmalı. İşte bu göz ardı ediliyor. Kentsel Dönüşümle bazı müteahhitlere teslim edilen, sadece kara dayalı yapılardaki farklı yaşamların, çelişkili sonuçları ile baş etmek pek kolay olmasa gerek. Üstten tutmalı bazı planlar, bambaşka ve yönetilmesi güç olan sosyolojik değişimlere sürükleyebilir toplumu. Bunun en açık örneği de Fikirtepe’deki Kentsel Dönüşümünden sonra yaşandı. Burası, 32.000 Metrekarelik, eski Salı pazarını da kapsayan bir alan. 126 Yıl Kadıköy’lülere hizmet vermiş. Eğitim ve Dumlupınar mahallelerini kapsıyor. Kurbağlıdere’ye doğru çıkıntı yapan bir tepe. Akeolojik bir yapıya sahip. Neolotik çağlardan kalma bir yerleşim yeri. 2023’deki Nüfusunun 12.235 Kişi olduğu bilgisi var. 1876 da Dördüncü Murat tarafından yaptırılan meşhur Av Köşkü 1950’ye dek burada ayakta kalabilmiş. Bu yönüyle tarihi ve kalıcı bazı değerlere de sahip. Fikirtepe, 2024-2025 de Özel Proje Alanı ilan edilip onaylanmışsa da 15 Yıl boyunca sürüncemede kalmış. Buranın Kentsel Dönüşümü, müteahhitlerin cazibe odağı oluvermiş. Bilindiği üzere, kalıp kalıp beton binalar yapılmış. Gecekondu yaşamı ortasında yükselen lüks konutlarda ekonomik gücü uygun olmayanlar, daire sahibi olamamış. Çok az bir kesim, borç harç en küçük dairelere geçmiş. Diğer geniş daireler ise yüksek fiyatlarla farklı semtlerden gelen varsıl kişilere satılmış. Böylece burada karmaşık, birbirinden çok farklı bir sosyolojik yapı oluşmuş. Benzer durumları köylerden İstanbul’a akın akın göç dalgaları geldiğinde de yaşamıştık. Fikirtepe’de de inşaatlar, sadece kar üzerine kurulu bir düz mantıkla ile inşa edilmiş. Böylece, İstanbul’da virüs üreten bir versiyon daha ortaya çıkmış. Uzun yıllar yoksul kesimin barındığı, çeşitli olumsuzlukların yuvalandığı, suçluların korunağı bir yer olmuvermiş. Kültürel deformasyona uğramış. Dönüşüm sonrası, yöredeki yaklaşık 12 -14 Yaşlarındaki çoğu madde bağımlısı ve suça karışmış çocuğun çeteleşmesi, yeni bazı site ve okul arkadaşlarının da kötü alışkanlıklara zorlanması, bıçak silah kullanılması, saldırganlıklar, korku yaratmış. Okuldan kaçıp, Salı Pazarındaki müşterileri taciz ettiklerine, çoğu esnaf da tanık olmuş. Yakın zamanda aynı çeteler tarafından bıçaklanan Matia Ahmet Minguzzi daha henüz 14 Yaşındaydı. Bu örnek, geliştirilen kalıp projelerin, ortaya çıkardığı çarpık dönüşümleri işaret ediyor. Büyük resim, Kentsel Dönüşümdeki yanlışlıkların toplumdaki sosyolojik yapıyı olumsuz yönde nasıl dönüştürdüğünü gösteriyor. Ötekileştirilme ve gelir farklılığı, öfkeyi daha da körüklüyor. Ekonomik olarak sınıflar arasındaki uçurum derinleşince, bazıları dışlanır bazıları daha da yükselir. Ama hepsi, aynı beton kalıplar sokulursa, ortak karışımda işte böyle çelişkili sorunlar ortaya çıkar. Onun için resme bütünsel bakmakta yarar var.
İnsanlar, beton kutular içine sığdırılmaya çalışılırken sadece ticari kazançlarla değil, içinde yaşayacaklar da çeşitli hassasiyetleriyle ele alınmalı. Zira bu tür sorunlar tez yayılır.
Çevreci bakışıyla toplumdaki birkaç yaraya dikkat çekmişsiniz Kürksen Hanım. Toplumdaki yaralar o kadar çokki hepsde irdelenmeyi bekliyor.
Saygı ve Sevgilerimle
M. Aydoğan Helvacı
Türksen’ciğim harika bir yazı.Çok önemli bir konuya dikkat çekiyorsun.Dileğim bunun gerçekleşmesi.Öznur Ateş