Araştırmacı Çevre Yazarı Türksen Başer Kafaoğlu
Kasım Ayı yaklaşırken hep aklıma imece usulü zeytin toplama günleri gelir. İşçi bulmak artık epeyce zor. Bulunsa da hizmet maliyeti yüksek. Bu nedenle konu komşu akraba haberleşir. Geceden azıklar hazırlanır. Sabah saatlerinde ağaçların altına örtüler serilir. Alt dallardan taraklamalar başlar. Yere dökülmüşler bile ziyan edilmez. İri olanlar yemeklik olarak ayrılır. Diğer bir kısmı da kasalarla yağ fabrikalarına taşınır. Çanakkale’de zeytinler çoğunlukla yağlıktır. Bu yıl verim çok iyi. Zeytinlikleri olanların kalbidir bu alanlar. Gerekmedikçe satmak istemezler. Ayrıca da ulusal ve evrensel müthiş bir zenginliktir. Bilindiği gibi Edremit Ayvalık zeytin ve zeytinyağları da pek makbuldür. Çok üzücü ki 30 Ocak 2024’de yöredekiler, Edremit, Ayvalık Vakfı Zeytinlikler işletme Müdürlüğü önünde basın toplantısı yapıp tepkilerini gösterdiler. 14.000 Dönümlük arazideki 165.000 Zeytin ağacının yok edildiğini ve fabrikalarının kapatılıp işçilerin işlerine son verildiğini, ortaya koydular. Ülkemizin çoğu bölgesi birer zeytin cenneti. Elimizde yerli ürün olarak, kala kala sadece zeytin ağaçları kaldı. Toprağımıza ve iklimimize uygun olan; meyvesinden küspesine dek yararlandığımız ağaçlardan söz ediyoruz. Ürünü, toplumun geniş kesimine yetecek kadar dönümlerce arazi, birkaç paragöze feda edilmemeli. Uzun bir tarihi süreçte zeytinlerimiz, dünya piyasalarına sunulmakta ve beğenilmekteydi.
Ne yapalım, artık yok ettik diye yutkunup, taş yığınlarını mı sergileyeceğiz, öz zenginliğimiz diye? sahip olduklarımızın kıymetini bilmekle yükümlüyüz. Yöresel mağdurlara destek olalım. Bu böyle olmaz. Şu ara konuyla ilgili yöresel sorunların, daha da arttığı haberleri duyuruluyor.
4 Aralık 2023’deki bir haberde de yine Dalaman Köylerinde ağaç talanına karşı, Yöre halkının yasal ve doğal sahiplenmesi vardı. Osmanağa koyu da tehlikedeymiş. Belediye ve çevreciler tarafından, köylülere koruma desteği verilmiş. Onlar ‘’Kıyılar Halkındır ‘’ diyorlar. Aslında insanlar ve onlara ayrılan doğal alanların tümü, evrenin ufak bir parçası ve insan ömrü çok kısa. Stephen Hawking ‘’Zamanın Kısa Tarihi’’ kitabında: Siz kimsiniz? Bu kısa yaşam sürecinde, doyumsuz hırslarınıza neden gem vuramıyorsunuz? Niye diğer insan ve canlıları huzursuz ediyorsunuz? diyor. Ve devam ediyor isyanına. Evrenin büyüklüğü hakkında ne biliyoruz? Ama gerçek olan şu ki gezegenleri düşündüğümüzde, onlardan biri olan Merkür’de örneğin: bir gezegen yılının 3/2 si kadar süren yüzey ısısı, güneş varken, 400 C Derecenin üzerinde. Gece ise, 200 C Dereceye düşüyor. Gezegenimizden ne kadar farklı da olsa, her Saniye Milyarlarla Kilo Maddenin yandığı merkezindeki ısının, Onlarca Milyon Dereceye ulaştığı düşünülürse, onu sadece tipik bir yıldız sanmak yanlış olur. Bu duruma göre evrende insanların kapladığı yer, çok önemsiz. Eski Yunan filozofu Aristoteles ve yine MS. II.Yüzyılda Yunan’lı Ptolemaios, gezegenler üzerinde epeyce çalışıp gözlemleyerek farklı düşünceler ortaya koymuşlar. Gezegenlerin niçin Güneşin etrafında döndüğünün fark edilmesinden çok sonra 1687’de Sir İsaac Newton, fizik Bilimleri ile ilgili bir Bilimsel Araştırmayla ’’Hareketsiz cisimler, bir kuvvet etkilemedikçe hareketsizliklerini korurlar’’ demiş. Bilim İnsanları tarafından, gezegenlerin güneş etrafında elips çizerek, döndüğü açıklanmış. Asıl nedenin kuvvet olduğu; bir cisim yere bırakıldığında düşme sebebinin, bu olduğu savunulmuş. Ortaya çıkan kuvvete de kütle çekimi adı verilmiş.
Bu sonsuz evrenin çok ufacık bir parçasında ‘’Zamanın Daha Kısa Tarihi’ ’kitabında ortaya konan bilimsellik düşünüldüğünde: noktadan bile küçük yer tutan doyumsuz yaratıklar niye onun bunun zeytinliklerinin peşindeler, neden kıyılara göz dikiyorlar? akıl sır ermiyor. Açıp iki bilimsel kitap okusalar, belki de bu zamanın kısa tarihi içinde çok küçük yer tutan insanın kısacık ömrünü daha iyi yaşamış olurlar. Sahip olduklarımıza zarar vermeden.
Sözlerim anlayanlara.
Zeytin imecesine bizi de eklermisiniz Türksen Hanım. Bu sene ürün bol yöre insanı umutlu, dilerim umutları boşa çıkmaz ve iyi bir sezon geçiririz. Yazılarınızda yöremizin tek gelir kaynağı zeytinciliğimize de yer verdiğiniz için teşekkür ederiz.