Araştırmacı Çevre Yazarı Türksen Başer Kafaoğlu
Sokaklarımızın korunması, kollanması ve sahiplenilmesi gerekiyor. Kucaklayıcı bu alanlarla ilgili tarihi kültürel ve doğal anlatılar, toplumsal bellekte iz bırakır. Sokaklar, en küçük birim olan aile yapısından sonra, önemli sosyalleşmealanlarıdır. Özgün konum ve katkılarıyla nesilden nesille uzanıp ölümsüzleşirler. Asırlık Ihlamur ağaçlarının kokusu,Tarihi binaların arasından yükselen limon ağaçları, kaldırımda yürüyen martılar, köşedeki bakkal amca, bir köşkün öyküsünasıl unutulur? İyi ve kötü günlerin paylaşımında da örneğin olası bir depremin ilk 72 Saatinde yardıma koşanlar yine komşularımız olmuyor mu? Muhtarlar, bu zorlu ağın tam ortasındadırlar. İlk başvuru mercii olması; nitelik ve yaklaşımları ile son derece önemlidirler. Ayrıca onlar,içimizden birileri olarak, çoğunluğun onayını almayı başaranlardır. Sorunların çözümü; sağlıklı yaşamın sürmesi,tarihi kültürel ve doğal varlıkların korunup geliştirilmesi için gönülden uğraşırlar.
3163 Sayılı Sivil Savunma Yasasında ayrıntılarıyla yer alan afet olgusu, 1999 Depreminden sonra ‘’Afet Yasası’’ olarak yeniden düzenlendi. Her ne kadar içeriğinde, muhtarların yasal görevleri madde madde belirtilmişse de onlar ayrıca,birer toplum emeksidirler.
Doğum, ölüm, gelen ve gidenlerle mahalle nüfusları sürekli değişir. Bu nedenle tarama ve güncelleme onların rutin işidir. Sorumlu oldukları alanlarda yaşayan bireyleri, kısa süredesosyal ve mali konumlarıyla tanımaya çalışırlar. Gereğinde yardımcı olurlar. Sıkça yapılacak diyalog toplantıları, bilgi akışlarındaki sürekliliği sağlar. Sosyal iletişim ağları çalışmalara hız katar. Onlar, özgün etkinlik düzenlemelerini;sokak birimlerindeki sosyalizasyonun sağlanmasını destekleyip, geliştirebilirler. Yaratıcı paylaşımların, zamanla kaybolan komşuluk sıcaklığının ve güvenin yeniden başlaması için çaba gösterebilirler.
Erken kaybettiğimiz Bellek Kadıköy’ün Kurucusu Demir Alp Serezli arkadaşımızı anmadan geçemeyeceğim. Bizlere emanet ettiği Facebook Bellek Kadıköy sitesinde, yaklaşık 4 Yıldır her hafta yazıyorum. Serezli ile farklı düşüncelerimiz de olurdu ama toplumsal örgütlenmenin sokaklardan geçmesi gerektiği konusunda aynı fikirdeydik. Geçmişteki etkinliklerimizi yakından izlerdi. O da toplumsal faydadan yana gönüllü bir Modalı’ydı. Semtimizde var olan kültürel zenginlik için kalıcı bir şeyler yapılmasını isterdi. Son görüşmemizde bana, tarihi süreçlerden geçen Moda potansiyeline kültür sanat ve çevresel iyileştirme gibi katkısı olan değerli isimler üzerinde çalışmaları olduğundan, söz etmişti. Sokak etkinliklerinin yerleşmesi, yayılması yönünde de düşünce paylaşımlarımız olurdu. Bu fikri, hep önemserim.Demir alp Moda Yağver Bey Sokak sakinleriyle işte böyle örnek bir etkinlik düzenlemişti. Bu, güler yüzlü, toplumsal bir tasarımdı. Bireylerin ayrıştırılıp günaydın demekten bile korktuğu, yalnızlaştırıldığı bir süreçte tam da sokaklardan başlamak gerekiyor. Bir arada olmak, selamlaşmak ve gerektiğinde acilen kenetlenmek ne güzel. Kendini yöresine ve topluma karşı sorumlu görüp katkıda bulunmak isteyen aydınları, saygıyla anmak ve örnek almak gerektiğini söylemek isterim. Sokaklar bize emanet. Anadolu Yakasında oturan araştırmacı, özverili dostlara, bulundukları yerde sahip oldukları mirasın geleceğe devredilmesi için çok iş düşüyor. Sahip çıkılmalıyız ki altımızdan çekilip alınmasın. Tabi bazı belediyelerin, tarihi eserlerimize gösterdiği özen ve yaptıkları kültürel gelişimler, mutluluk veriyor.
Örneğin, Kadıköy/ Mühürdar’daki Pervititch Evi’nin yeniden düzenlenmesi ne güzel. Mimar Seda Özen Bilgili, bu konuda‘’Özellikle sivil yapılarda restorasyon yapan mimarlar, Pertvititch haritalarıyla uyur onunla uyanır. Çizdiği sigorta haritaları, bizler için güvenilir Restitisyon kaynaklarıdır. Yapıların özgün kat sayılarını, teraslarını, konstrüksiyon tiplerini ondan takip ederiz’’ diyor. Kadıköy’de Gazhane Tarihi Kültür Merkezi ve müzesi gibi halka açık alanların daha da çoğalacağına inanıyoruz.