Araştırmacı Çevre Yazarı Türksen Başer Kafaoğlu
Mayıs ayının başında Moda’dan kırsala geldim. İlk günlerde çoğunlukla biz kentlileri
temiz ve bol oksijenli hava çarpar. Uyum sağlamak birkaç gün alır. Doğa uyanıyor. Her yer sessiz sakin. Kuşlar coşkulu, kır çiçekleri rengarenk. Ağaçlar her ton yeşiliyle sevgiye kucak açmış. Haziran’da insan kirliliği olanca hışmıyla yayılacak. İstanbul trafiğini aratmayan yoğunluk yaşanacak. Sahillerde atıklarından geçilmeyecek. Ve bizler yine uyaracağız. Olağan üstü ve gizemli ormanlarımız için, dileriz gerekli önlemler alınır da geçen yıllardaki gibi, ciğerlerimiz yanmaz.
1 Mayıs işçinin emekçinin bayramıydı. Çoğu dünya ülkelerinde, alanlar coşkuyla doldu. Bazılarında ise kısıtlamalar getirildi. Gelecek yıllardaki emekçi bayramlarında, yurttaşların istedikleri alanlarda özgürce buluşması dileğindeyiz.
3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günüydü. Özgürlük, tüm canlılarda olan bir duygu. Ayrıca da insanların hem doğal hem de anayasal hakkı. Son süreçlerde yayın organlarından merakla beklediğimiz haberleri de izleyemez olduk. Sansür nedeniyle aynı konuların, evire çevire aylarca dinletilmesinden yıldık. Oysa, demokrasiyle yönetilen ülkelerde, gerçek haber alma ve haber verme, temel bir özgürlük ilkesi gereğidir. En önemli Anayasal haktır. 4-10 Mayıs İşçi sağlığı iş güvenliği günüydü. Öyle bir şey varsa da günümüzde yeterli olduğundan emin olamıyoruz. Bence, çalışanların iş güvenliğinin ve sağlık denetimlerinin sıkça ve iş verenden habersiz, yapılması gerek. Zira aylarca alınmayan önlemlerin sadece bir teftiş günü için ve göstermelik alındığını, iyi biliriz. İnanışlara göre: Hıdırellez (Hıdır-İlyas) özel, geleneksel bir gün. İnsanlığın, doğanın, cömertliğin, bolluk ve bereketin simgesi. Baharın müjdecisi olarak 5-6 Mayıs’ta ateşler yakılarak coşkuyla ve etkinliklerle kutlanır. Bu tarihlerin benim için ayrı bir önemi de var. Sevgili arkadaşımız Yücel Erdener’in doğum ve ölümü aynı günlere rastlıyor. O, benim can dostum ve S.O.S Çevre Gönüllüleri’nde de güvenilir bir desteğimdi. Eksikliğini hep hissediyorum. 5 Mayıs, bitki günü ne kadar anlamlı bir gün.
Bu mevsimde ekolojik çeşitlilik adına her gün, bir bayram olmalı. Çünkü hala inanılmaz bir zenginliğin içindeyiz. İyi de tüm canlıların yaşam kaynağı olan suların durumu ne? derseniz, olumlu bir yanıt vermek zor. Geçirgen ve yayılımlı olan suların asla kirlenmemesi gerekir. Aksi halde aniden toplu canlı ölümleri (insanlar dahil) meydana gelir. Örneğin: son günlerde Keban’daki martıların topluca içtikleri sudaki kimyasallardan zehirlenmesi;Kayseri’deki maden alanında çalışan 71 işçinin Cıvadan zehirlenmesi; üstelik şirketin de ödül almış olması ayın inanılmaz olaylarından. Kimyasalların, zehirli, tehlikeli ve tıbbi atık sızıntılarının, doğal alıcı ortamlara karışmaması için titizlikle denetim yapılıp önlem alınması gerekir. Zira toplu ölümlerden geri dönüş yok. Ayrıca 5 Mayıs, Çizgi Roman günüymüş. 1950’lerde hayali, çizgili resimli romanlar, epeyce ilgi görürdü. Bazı dergilerde merakla beklenip takip edilirdi.
10-16 Mayıs Engelliler Günü. 2024’de artık onlar için tüm engeller kaldırılmalı. Ne yazık ki hala yeterli koşulların yerine getirildiği söylenmez. Bu konuda belediye başkanlarına, İlgili bazı bakanlıklara önemli görevler düşmekte. Kent Dönüşüm planlarında, sosyal ve kurumsal tesislerde titizlikle zorunlu uygulamalar ve denetimler gerçekleşmeli.
19 Mayıs 1919 Kurtuluş Savaşının başlangıcı olup, Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a çıkış tarihi. Resmi tatil olarak kabul gördü. Gençliğe armağan edildi ve Gençlik ve Spor Bayramı olarak her yıl kutlanıyor.
20 Mayıs, Arı Türü Günü. Sayıları 7-12 arası. Bilindiği gibi son yıllarda, bal arıları, çeşitli etkenlerle tehdit altında. İklim değişikliğine uyum sağlayamıyorlar. Ekosistemdeki işlevleri
o denli büyük ki onlar yok olursa, yaşam döngüsünün de yok olacağı biliniyor.
6 Mayıs Hıdrellezi bile bize en acı gün ettiler; Deniz Gezmişlerin katledildikleri gün aynı zamanda 🙁