Araştırmacı Çevre Yazarı Türksen Başer Kafaoğlu
İstanbul’da deprem olacağını son yıllarda uzman ağızlardan epeyce duyduk. Depremden en çok etkilenecek bölgeler debelirlendi. Yakın zamanda Ülkemizde yaşanan büyük depremin yıkım ve dönüştürmelerini de yakından izlemekteyiz. Çok acı günler yaşandı. Zaten çaba içinde olanBLD’ler TMMOB ve bilim insanları çalışmalarına, son deneyimlerini de katmış oldular. Bu süreçte İstanbul’daki binaların %70’inin, 2000 Tarihinden önce yapılmış olduğu saptanmış; 30.433 kişi hasar tespiti için başvuruda bulunmuştu. 8 Kasım 2023’de deprem bölgeleri için düzenlenen ‘’Afet Riski Altındaki Alanlar’’ ile ilgili bir Yasa Meclisten geçti. Yıkılan yerlerdeki boş yerler de rezerv alanları olarak tespit edilmişti. Ardından Bir gece ansızıntorba yasayla ‘’Yapı Denetim Yasa Tasarı Taslağının dagörüşülmesi kararı, TBMM gündeminde yerini aldı. Söz konusu son düzenlemeye göre, yetkiler tek elde toplanmış. Yetki ve onay, Çevre ve Şehircilik Bakanlığında.Birikimleriyle istediği yerde bir mülk sahibi olan yurttaşların kafası karışık. Aynı zamanda TMMOB Mimarlar, Şehir Plancıları, İMO gibi Meslek Odaları ve İstanbul Büyük Şehir Belediyesi yetkisiz kılınmak istendiği için ve itiraz ediyor. İMO İstanbul Şubesi açıklamasıyla: hizmetlerin özel teknik müşavirliklerle, ticari maksatla ele alınmasını ve objektif bilimsel çalışan meslek odalarının dışlanmasını yanlış buluyor.Mimarlar Odası Birliği ve İstanbul Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Başkanı Pelin Pınar Giritli, BBC Türkçe’denBurak Atabay ile yaptığı röportajda ’’Zamanında dişiyle tırnağıyla çalışıp ev sahibi olabilmiş insanların, artık kent içinde yaşama şansı olmayacak. Ciddi bir mülksüzleştirmehamlesi bu. Tahliyeleri engelleyen yurttaşlar, karşılarında güvenlik güçlerini bulacak’’ diyor. Yeni yapılacak değişikliktaslağına göre: Çevre ve Şehircilik Bakanının gösterdiğiherhangi bir semt, deprem rezerv alanı olarak gösterilebilir. Obölge de yaşayanlar farklı bir bölgede yerleşime yönlendirebilirler. Her ne kadar ilerde dava hakkı da olsayurttaş: binamıza el konabilir mi? Bizi nereye gönderecekler?Bütçemizi aşan bir bedel istenirse ne yaparız? kuşku ve korkusu taşıyor. Çalışma süresince üç beş kuruşunu kenarına koyarak bir daire sahibi olan emeklilerimiz var. Örneğin, açlık sınırında olan bu kesimin, alıştığı ortamdan da koparılıp;ömrünün sonunda hak etmediği bir sahipsizliğe itilebileceği de iyi düşünülmeli. Zira yaşlılık, herkes için kaçınılmaz. Onlaradestek olunması gereken bir süreçteyiz. Yine aynı yönetmeliğe göre: Rezerv Yapı Alanlarının bir kısmı yeni yerleşim alanı;bir kısmı da riskli yapı alanı olarak belirlenecek. Konutlar boşaltılarak malikler, tespit edilen bir semtteki toplu konutlarda ikamet etmek üzere yönlendirilecek. Rezerv Alanı içindeki mal sahibi, yüksek maddi şartlara uyması halinde,aynı yerde yapılacak lüks bir daireye sahip olabilecek. Tabi bu durum tuzu kurular dışında geçerli değil. ‘’Yarısı Bizden Kampanyası ve Finansal Proje’’ yapılacağı da belirtiliyor.Ama İçeriğini bilmiyoruz. Bu arada 100 Metrekarelik dairedönüşümü için yaklaşık 14.000 tl. ödeme öngörülüyorsa damiktar artabilir, bilgisi var. Duyumlara göre, bazı ev sahipleri de risk taşıyan evleri yıkılana dek boş kalmasın diye, en az 15-30 000 tl.’den 6 Aylık peşinle, kiraya veriyormuş. Bakın şu gidişe. Yeni tasarının bir değişiklik Maddesinde: Riskli bulunan binalardaki apartman yönetin kurulu toplantısına katılan mülk sahiplerinin, yıkım kararı oylamasındaki ‘’Üçte İki çoğunluğun kararı geçerlidir’’ Maddesi kaldırılmış. Yerine ‘’Salt çoğunluğun kararı geçerlidir’’ ibaresi yerleştirilmiş.Önümüzdeki günlerde daha neler olacağı tam olarak bilinmiyor. Çıkarılacak yeni karar ve ayrıntılar beklenmekte.Yanıt isteyen durumlar da var. Örneğin ‘’Evimizi dönüştürdük. Ne var ki çevremizdeki hasarlı olduğu tespit edilen binalarla ilgili: yıkım, enkaz, Asbest, salgın tehlikesi varken ve alt yapı oluşturulmadan, yeni evimizde nasıl sağlıklı yaşayabileceğiz’’ diyen bazı yurttaşların sesini de duyurmuş olalım. Bundan sonraki aşamaları hep birlikte izleyip anlamaya çalışacağız.
İstanbul’da deprem bekleniyor. Riskli binalarda hala oturuluyor. Yıkılıp yeniden yapılması için çoğunluğun onaylaması gerekiyor.
İstanbul’da, deprem bekleniyor. Hiçbir tedbir alınmıyor. Oturulmayacak binalar var. Hala içinde oturanlar var. Tabii ki ekonomik durumlarından dolayı oturmak zorundalar.