Araştırmacı Çevre Yazarı Türksen Başer Kafaoğu
Evrende hiçbir şey durağan değil. Tarihi süreçler içinde çoğu doğal kaynak değişikliğe uğramış. Kayaçlar yer değiştirmiş. Denizler kıtalar farklı şekillenmiş. Göller oluşmuş bazı ırmaklar yön değiştirmiş, Topraktaki mineraller değişmiş. Sıcak su akıntılarının, buzulların dengesi ve ekosistemler farklılaşmış. Yeni coğrafyalara göre, demografik yapılanmalar ortaya çıkmış. İnsanlar daha rahat yaşam umuduyla çabalayıp durmuşlar. Ekonomik ve toplumsal sistemler geliştirilmiş. Tarım, endüstri, sanayi, teknoloji ve bilişim çağı gibi değişimler olmuş. Uzun süreçler içinde Kirlilik artışları epeyce yükselmiş.
Tabi bu arada, doğa, özel istemler için sanki maliyeti sıfırmış gibi kullanılınca hızla yıpranıp ve tükeniverdi. Uyarılar, kulak ardı edildi. Doğal geri tepmeler, çoğaldı. Ekonomik kriz, iklim krizi, açlık, susuzluk ve enerjisiz kalma korkusu birbiriyle harmanlanıp yayılmaya başladı. Su-toprak-hava-döngüsü doğal çevrimini yapamadı. Dünyalılar, günü kurtardık da sonrasında neler olacak? kuşkulu bekleyişi içinde. Felaketlerle yükselen çığlıklar ve uluslararası önlem çağrıları yükseliyor. İyi de bu aç gözlü gidişe ‘’yeter artık durun’’ demeden, olumlu sonuç alınabilir mi? Tabi ki hayır. Üst üste yığılan felaketlerin sonunda, dünyanın çivisi çıktı demek hiç de yanlış olmaz. Şu sıralarda dünya bilim insanlarının ve bazı ülkelerin gözü, soğuk ve sıcak su akıntısı olarak bilinen Gulf Stream’e çevrildi. Sakın bizden uzak demeyelim. Evrenin her yerindeki doğal değişiklikler yayılıp en uç coğrafyaları etkiliyor.
BBC İklim Bilimleri Muhabiri Georgina Rannard, Gulf Stream’in (sıcak su akıntısının) iklim krizi etkileşimiyle ne olup ne olamayacağı üzerinde bir araştırma raporu yayımladı. Doğrusu merak ettim. Söz konusu çalışmada ‘’Meksika Körfezinden Britanya’nın kuzeyine kadar sıcak su taşıyan deniz akıntısı, Kuzey Batı Avrupa’da havanın daha sıcak olmasına yol açar. Böyle bir sistem çökmesi, bölgedeki sıcaklıkları düşürür, iklimi de yıkıcı bir şekilde etkiler. Ayrıca Himalaya’lardaki buzullar da hızla eriyor’’ bilgileri yer alıyor.
Meteoroloji Raporlarına göre: 2023 Temmuz ayı en sıcak gün olarak kayıtlara geçti.
Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO): 2024 yılında, Doğu Tropikal Pasifik Okyanusundaki yüzey sularının sıcaklığın aşırı artacağını, El Nino adı verilen bu iklim modeliyle, sulardaki salınımların atmosferik olaylara da yol açacağını hatta, rekor kırılacağını, belirtiyor.
Şu sıralarda, Atlantik Meridyenel Devri-Daim Döngüsü (AMOC) adı verilen sistemin, çöküp çökmeyeceği de tartışılıyor. Araştırmayı Yöneten Copenhangen Üniversite Profesörü Peter Ditlevsen 2004’de bu akıntıyı ölçmeye başlamış. AMOC’un zayıflama yönünde olduğunu ve bu durumdan kuşku duyduğunu bildirmiştir. Peter Ditlecsen ‘’AMOC’un kuzey kutbuna taşıdığı su, orada soğuyarak dibe çöküyor. Fakat Grönland’daki buzların erimesiyle bu akıntının daha kuzeye ulaşamadan güneyde ön soğumaya uğrayabileceği kaçınılmaz olur. Tabi bu durumda Avrupa ülkeleri 10-15 derece daha soğuyacak ve ABD’nin doğu yakasında deniz seviyesi yükselecek. Tarım arazileri zarar görebilecek. İklim Krizi böyle bir felaketler zinciri olarak tüm dünya ekosistemini etkileyebilir‘’ diyerek, sonuca da açıklık getiriyor. Bunların tersini savunan bilim insanları da pek çok. Dünya da neler olup bittiğini; nelerin tartışıldığını bilip, önlem uyarıları yapmakta fayda var. Bilim insanları çoğunlukla, dünyayı kavuran sıcakları insan etkisinden bağımsız düşünmek olanaksız, diyorlar. Yaşanan değişimler bazı devletleri harekete geçirmekte. Örneğin: Açık Denizlerin Korunması için, uluslararası tarihi bir Anlaşmaya varıldı. Ulusal Plastik Kirliliği Anlaşması müzakereleri sürüyor. Dünya ekosistemi rayından çıktı. Artık çözüm, uluslararası ve ulusal yeni önlem çalışmalarında. Yıllarca hırpalanan doğanın öfkesi büyük. O asla affetmiyor. Son süreçlerde suçlu olduğunu fark eden, dünyadan umudunu kesen varsıllar, gelecekleri için uzaya göç etmeyi de planlıyor olabilirler; ama ya geride kalanlar?
Evrende herşey değişikliğe uğruyor.Denizler, Göller, doğal kaynaklar. 2023 Yılının Temmuz ayı en sıcak ay oldu. Yaşanan değişimler için, Devletin harekete geçmesi gerekir. Doğanın öfkesi gittikce büyümekte.