Barış Eymen
Bundan iki ay önce Kadıköy Life dergisine, Fenerbahçe’nin Şampiyon Kızlarından Seta Yağcıoğlu hakkında bir yazı kaleme aldık. Önce o yazıyla başlayalım. Sonrasında Seta abla’nın bizlere emanet ettiği müthiş fotoğraf albümüne hep birlikte keyifle göz atalım. Çok yaşa Seta abla…
Fenerbahçe Tarihi Çalışma Organizasyonu
Erenköy Kız Lisesi’nden Fenerbahçe’ye Bir Spor Efsanesi
Bundan yaklaşık 70 sene önce Fenerbahçe’nin kadın basketbol ve voleybol takımlarını kurmak için çalışmaya başlayan Dr. Selim Çapa ve Tıp Fakültesi öğrencisi Ayten Salih Berkalp, önce Püzant Usta’nın kapısını çaldılar. Kendisi de sarı-lacivertli forma ile futbol oynamış, koyu Fenerbahçeli bir babanın “ele avuca sığmayan” kızı olan Seta, ilerleyen yıllarda önce babasını, sonra tüm Fenerbahçe camiasını gururlandıracak; Türk kadın sporları tarihine adını altın harflerle yazdıracaktı.
Takvim yaprakları 20. yüzyılın ikinci yarısını gösterirken, Türk kulüplerinde basketbol ve voleybol gibi branşlarda kadın takımlarının esamesi bile okunmuyordu. Çamlıca, Erenköy ve Kandilli başta olmak üzere kız liselerinde ise bu alandaki faaliyet en üst seviyeye ulaşmıştı. Okullar arası turnuvalar gazetelerde ve spor dergilerinde sütunlar dolusu habere konu oluyordu.
1954 yazına girilirken, Çamlıca Kız Lisesi mezunu, çiçeği burnunda Tıp Fakültesi öğrencisi Ayten Salih Berkalp, arkadaşı İnci Önen Bayburtluoğlu ile birlikte, Fenerbahçe’de bir kız takımı kurmak için harekete geçti. Adanmış bir Fenerbahçeli olan Dr. Selim Çapa sayesinde kısa zaman zarfında semeresini veren bu çalışmanın en önemli unsurlarından biri de Erenköy Kız Lisesi’nin yıldız sporcusu Seta Erdurmuş (Yağcı) idi.
Babası Püzant Usta’nın elinden tuttuğu gibi Kadıköy Halk Eğitim Merkezi spor salonuna götürdüğü Seta, meşhur Fenerbahçeli antrenör Önder Dai’nin dikkatini çekti ve takımın değişmez bir parçası oldu.
Hemen akabinde bir başka önemli spor siması Alaattin Güneş’in kurduğu Fenerbahçe voleybol takımında da pasör olarak oynamaya başladı ve sporu bırakana kadar bu formayı da kimselere kaptırmadı.
1956 yılında “Kürek takımı kuruyoruz” denildiğinde, yine akla gelen ilk sporculardan biriydi Seta… Beykoz yarışlarında 4 tek ve 8 tekte rakiplerini geçerek şampiyon oldular.
Hangi spor dalında sahaya çıksalar birincilik kupasını kazanıyorlardı. İş zamanla öyle bir hal aldı ki “Atletizm takımı eksik” deyip gündüz eve gelerek Püzant Usta ile beraber Seta’yı müsabakaya götürüyorlar, akşam şampiyon olarak eve bırakıyorlardı.
Kelimenin tam anlamıyla büyülü bir sporcu kadrosunun, rüya gibi yıllarıydı.
Seneler hızla geçti… Bir yol ayrımı gelip çatmak üzereydi… 1960 yılında Fenerbahçe ve Galatasaray takımları, Türkiye Voleybol Şampiyonluğu için İzmit’te karşı karşıya geldiler.
Fenerbahçe takımı, şehrin Kimsesizler Yurdu binasında kalıyor, oradaki çocukların neşe kaynağı oluyordu. Fakat takım kaptanı Ayten Salih bu turnuvadan sonra Kıbrıs’a gitmek için Türkiye’den ayrılacağı için zaten buruk olan oyuncular, Fenerbahçeli idarecilerin yokluğu yüzünden gitgide daha karamsar bir hale gelmişti.
Arkadaşlarının bu ruh halini hisseden kaptan, acele bir telgrafla durumu kulübe bildirdi ve yönetim kurulundan “Lütfen maça gelmelerini” istedi.
Takım final maçına çıkmak üzere salona doğru yol alırken, içinde Fenerbahçeli idarecileri taşıyan araçlar da İstanbul’dan gelmiş, aynı istikamete doğru ilerliyordu. Onları ilk gören ve otobüsün içinde heyecanla ayağa fırlayan, takımın pasörü Seta oldu. Ayten Salih’in “Bu benim son maçım, bana son bir şampiyonluk hediye etmek istemez misiniz?”sözleriyle kupayı kazanan Fenerbahçeli sporcuların yorgunluğu ve gururu maç sonunda çekilen fotoğrafa olanca gücüyle yansımıştı.
1954-1960 yılları arasında düzenlenen toplam 21 İstanbul ve Türkiye şampiyonluğunun 19 tanesini Fenerbahçe Müzesi’ne kazandıran Fenerbahçe’nin kadın sporcuları, Mustafa Kemal Atatürk’ün “Fenerbahçe’ye ebedi muvaffakiyetler temenni ederim” sözünün en müthiş yansımalarından biri olarak tarihe geçtiler.
Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Sayın Ali Koç ve Yönetim Kurulu Üyesi Sayın Simla Türker Bayazıt, 2019’dan beri yapılan etkinlik ve organizasyonlar ile ilk kadın takımlarının hatırasına büyük bir zarafet ve özenle sahip çıkıyorlar.
Seta Yağcı hâlâ ele avuca sığmıyor… Ve takım arkadaşları ile birlikte Türk kadın sporları tarihinde bir öncü olmanın gururunu sonuna kadar hak eden sayılı isimler olarak zirvedeki yerlerinden bugünkü maçları izliyorlar. Sadece Fenerbahçe’nin değil, kadın takımlarının kazandığı bütün kupalarda kocaman bir payları var; çünkü bu yolu onlar açtı.
Seta Yağcıoğlu Albümü