Araştırmacı Çevre Yazarı Türksen Başer Kafaoğlu
Bu ay, hepimize acılı durumlar yaşadığımız için, uzun geldi. Çok şeyler yazmak istedim, ama bir türlü elim varmadı dostlar. Kayıplarımız büyük. Hepimizin başı sağ olsun. 10 İlimizdeki çığlıklar, günlerce evlerimizin ortasında; yüreklerimizin içindeydi. Neler yaşanmadı ki.
2010 Yılında Anadolu yakasındaki okulları, aileleri ve öğretmenleri kapsayan bir deprem bilgilendirme projesini ve koordinatörlüğünü de yaparak, S.O.S Çevre Gönüllülerince, gerçekleştirilen projemiz: yurttaşın bilgilenmesi ve organize olmasıyla ilgiliydi. Bunu, 7126 Sayılı Sivil Savunma Yasası esaslarını da esas alarak düzenlemiştik. Ama açıkça belirtmeliyim ki, bu deprem gözlemimden çok şey öğrendim. Bazılarını paylaşmaya çalışacağım. Hatırlarsınız, Yalova depreminden sonra da, konu epeyce gündemde yer almıştı. Mahalle düzeyinde de uygulamalı çalışmalar yapılıyordu. Örneğin: her sokak için iki kılavuz; her apartman için iki sorumlu; resmi kurumlarla koordinasyon; haberleşme; sivil deprem kurtarma timleri; araç gereçler vb. gibi pek çok çalışma yapıldı. Bu sistemin, sürekli ayakta ve güncel tutulması riskli bölgeler için yine de son derece önemli.
1958 Yılında 7126 Sayılı Doğal Afetler Yasası düzenlendi ve Sivil Savunma Yasasından ayrılmış oldu. Oysa, askerlerimiz bu konuda eğitimli. Belediyeler ve bazı sivil Toplum birimleri de ara ara çalışmalar yapıyorlar. ‘’Deprem öncesinde’’ ‘’deprem sırasında’’ ve ‘’deprem sonrasında’’ yapılacaklar belli ama yine de önlemlerin, topluma sıklıkla hatırlatılmasında yarar var. Tabi bir o kadar da önemli olan: yetkililerin, böyle süreçler için çok önceden hazırlıklı olabilmesi ve İlk günden devreye girebilmesi. Son yaşananlar bize, yasalara bilimsel uyarılara rağmen hazırlıklı olunmadığını; gecikmeler yaşandığını, oysa pratikte bir can kurtarmak için, zamanla nasıl yarışıldığını ve mağduriyetleri gösterdi. Can güvenliğimizin değerini anladık.
Kapıdaki İstanbul depremi için, hemen şimdi deprem olacakmış gibi: nüfus sayısı; gece, gündüz; yaz, kış, durumları dikkate alınmalı. Ulaşım, termal dinleme araçları, vinçler, haberleşme, aydınlatma cihazları; çadırlar; konteynırlar; mobil ve pratik özel tuvaletler ihtiyaca cevap verecek şekilde çok önceden tedarik edilmeli. Isınma, su, beslenme, sağlık organizasyonu, itfaiye ekipleri, danışma ve yardım merkezleri, ilk 72 Saate devreye sokulmak üzere önceden hazır bulundurulmalı. Eğitimli askerlerimize, madenci emekçilerimize ve profesyonel eğitimli gençlerimize çok ihtiyaç var. Kaos, karmaşa yaşanmaması; planlı bir organizasyon yapılması; zaman kaybettiren bürokratik engellerin acilen ortadan kaldırılması kaçınılmazdır. Olası felaket sürecinde, iletişim ağı haberleşme son derece hayati ve yaşama tutunmak için umut yoludur. Hijyen sağlanıp, salgın hastalık riski önlenmeli. Bir gözlemim de: yıkılan apartmanların planlarını bilen kişilerin, yerinde verdiği, iç mekan bilgilerinin can kurtarma yolunu kolaylaştırabiliyor, olduğu yönünde.
Enkaz altında kalan canlılar için zaman geçmek bilmez. Onların kurtarıldıktan sonra ruh ve beden sağlıklarının onarılabilmesi için, ilgili bilim insanlarıyla, rehabilitasyon yöntemleri geliştirilmeli. Yaşadıkları travma ve güvensizlik durumlarını aşmaları; kendilerine yeni bir hayat kurmaları uzun süreçler alabilir. Bu nedenle deprem sonrası canını zor kurtaran ya da yakınlarını evini barkını kaybedip şok geçiren yurttaşlarımız çaresizlik hissedebilirler. Bu doğaldır. Söz konusu nedenlerle deprem olan 10 ilde de sık sık danışma koordinasyon birimleri oluşturulmalı; Söz konusu bürolar onları dinlemeli, bilgilendirmeli ve yasal haklarını anlatmalı. Depremzedeler, her bir yardımı burada bulmalı. Yükleri hafifletilmeli; perişan halleriyle orada burada bekletilmemeli. En değerli şeylerini enkaza terk etmiş, güvenlerini yitirmiş olan bu canları, daha fazla yorup üzmemek gerekir. İstemimiz odur ki: yaşanandan sonra aynı yanlışlar yinelenmesin, herkes üstüne düşen sorumluluğu yerine getirsin.
Makaleleriniz konularınızın içerikliği tartışmasız mükemmel, sonuç bu yaşanan ihmallerden sonra hayatta geri kalanlar için Rehabilitasyon sizlerde çok iyi biliyorsunuz tarikatlar üstleniyor bu vazifeyi, siyasi kadrolar da göz yumuyor ve destekliyorlar
Atilay Dumanoğlu
Çok dogru. Eline sağlık Turksen abla. Devlet tarafından koordinason denetim ve her aileye ulaşacak şekilde deprem konusunda sürekli eğitim verilmediği sürece maalesef bu felaketler ile karşılaşacağız. Bu bir kader değil