Arif ATILGAN
Kızıltoprak olarak anılan, eski adıyla Tuğlacıbaşı yeni adıyla Zühtü Paşa Mahallesi, kırmızı renkli toprağı sebebiyle tuğla fabrikalarının bulunduğu bir çevreymiş.
Kalamış bu mahallenin kıyısı oluyor. Bizans zamanında sazlık anlamında Kalamisia denirmiş. Kalamış adı oradan geliyor. Moda Burnu ile Fenerbahçe Yarımadası arasında kalan nefis kumsallı bir koydur burası.
Osmanlı zamanında Anadolu yakasına giden tek yol Bağdat Yoludur. Cumhuriyet dönemine kadar kamu aracı ile ulaşım olmadığı için çevresi bağ-bahçelikmiş. 1940’lı yıllarda tramvay ve otobüs çalışmasıyla yerleşim olmaya başlamış. 1872 de Pendik’e kadar tren çalışmaya başlıyor. İstasyonların çevresinde yerleşimler oluyor. 1880’lerin sonlarında kıyılara vapur çalışmaya başlar. İskelelerin çevresinde yerleşimler oluşur.
1888-1898 yıllarına ait bir haritada Kalamış İskelesi görünüyor. 1878 yılında göreve başlayan İdare-i Mahsusa zamanında Pendik’e kadar sefer yapılmaktadır. Sefer yapılan iskeleler arasında Kalamış İskelesi de vardır. Caddebostan ve Suadiye İskeleleri henüz yoktur.
1910 yılında Seyr-i Sefain İdaresi kurulmuş. İstanbul’un içindeki çeşitli kıyılara vapur seferleri başlamış. Bu yıllarda da Suadiye İskelesi henüz yoktur. Kalamış İskelesi vardır.
1933 de Akay İdaresi şehir hatlarını üzerine almış. Suadiye İskelesinin de devreye girdiği Anadolu yakasının bütün iskelelerine ve Adalara tarifeli seferler yapılmış.
1930’lu ve 1940’lı fotoğraflardan anladığımıza göre İskele önce (yaklaşık) 180 metre, sonra ucuna eklenen (yaklaşık) 30 metrelik ahşap eklentiyle (yaklaşık) 210 metre uzunlukta inşa edilmiştir. Kâgir olan orta kısımda Bekleme Salonu vardır. Ayrıca kâgir bölümün başlangıcında sandalla gelip giden yolcular için denize inen merdivenler bulunuyor.
1966 yılındaki hava fotoğrafında (yaklaşık) 90 metre ahşap, (yaklaşık) 90 metre kâgir bölüm ve (yaklaşık) 70 metrelik ahşap bölümler var. İskele 250 metre olmuş. Lodos dalgalarının getirdiği kum ile denizin sığlaşması veya büyük gemilerin gelmeye başlaması sebebiyle uzatıldığını düşünebiliriz. Kâgir bölümde yine Bekleme Salonu ve merdivenler bulunuyor. Bu yıllarda vapur seferlerinin azaltılması planlandığından iskelenin üstü çay bahçesine kiralanıyor.
1970’li yıllarda kıyıların doldurulması başlıyor. İskelenin karadaki başlangıç noktasının yanına herkesin çok sevdiği Köhne isimli çay bahçesi yapılıyor.
1982 yılının hava fotoğrafında Kalamış Koyu doldurulmuş. Çekek yeri yok. Dolgu alanının tamamının park için ayrıldığı belli oluyor. Ancak daha sonra İskelenin Kurbağalıdere tarafında Yelken Sokak hizasına kadar Tekne Çekek yeri yapılıyor. Kıyı Fenerbahçe’ye kadar tekne barınağı anlamında kullanılıyor.
2017 ve 2021 yılındaki planlarda İskele yoktur. Diğer yandan mendirekler genişletiliyor. Genişletilen alanlar inşaat alanını yükseltmek anlamında emsal hesabına olumlu katkıda bulunuyor. Alan 436 Bin metrekareden 478 bin metrekareye çıkarılıyor.
Kalamış İskelesinin sadece Kadıköy için değil İstanbul için de öyküsü vardır. 19. Yüzyılın sonlarından itibaren bu iskeleye vapurlar gelmiştir. İstanbul’un denizden ulaşım yapılan ilk iskelelerindendir. Kalamış kıyısında yerleşim oluşmasında rolü vardır. Ayrıca tüm Kadıköylülerin bu yapıyla ilgili anıları vardır. Vapura binmek, merdivenlerinden denize girmek, sandalla iskelenin ahşap bölümünün altından geçmek, üzerindeki ve karadaki çay bahçelerinde oturmak gibi…
İlgili Koruma Kuruluna başvurarak iskelenin tescil edilmesi istenmelidir. Kalamış İskelesinin tekrar yerinde inşa edilmesi Kent Hafızası için çok önemlidir. Anı değeri dikkate alınmalıdır.
ARİF ATILGAN https://www.arifatilgan.com ŞUBAT 2022
Not: Ölçüler Google’dan alındığı için kesin değildir.
cok teşekkürler..yüzmeyi ögrendiğim yer…Moda’da kayıkla gelir, kuma oturan kayıktan atlar,yüzmeye çalışırdik.Sahilden deniz kabuğu toplardık
..