Bellek Kadıköy
  • Anasayfa
  • Bellek Kadıköy Hakkında
    • BELLEK – KADIKÖY
  • Blog Yazıları
    • Sosyal Çevre
    • Doğal Ve Mimari Çevre
    • Kültür Ve Sanat
  • Fotoğraf Albümleri
  • İletişim Bilgileri
No Result
View All Result
Bellek Kadıköy
  • Anasayfa
  • Bellek Kadıköy Hakkında
    • BELLEK – KADIKÖY
  • Blog Yazıları
    • Sosyal Çevre
    • Doğal Ve Mimari Çevre
    • Kültür Ve Sanat
  • Fotoğraf Albümleri
  • İletişim Bilgileri
No Result
View All Result
Bellek Kadıköy
No Result
View All Result
Home Blog Yazıları Sosyal Çevre

Ütopyalar ve Gelecek

by adminoad136
Kasım 1, 2022
0 0

Araştırmacı Çevre Yazarı Türksen Başer Kafaoğlu

Ekolojik planlı bir yapılanma: geleceğin, ekonomik verimliliği  bir anlamıyla da sürdürülebilirliği açısından olmazsa olmaz  bütünsel bir sistem içerir. Bunun için de, “Havza Yönetimi“denen ve su havzasının kaynağından yayılımına göre düzenlenen, eko tarımın, üretimin, yerleşim  alanlarının birlikte planlaması; toprak, su kaynakları, orman ve atık deponi alanlarının, yeni duruma göre iyileştirilmesi gibi, reformist çalışmalara gerek vardır.

Ana yapı olan ekopolitik bir plan ve programda da, temel alınması gereken Havza yönetimi, 1990’lı yıllarda ilgili  sivil toplum kuruluşlarının da içinde bulunduğu bilimsel çalıştaylarda epeyce tartışmaya açılmıştı. O süreçlerde, plansızlığın ve geç kalınmışlığın ortaya çıkardığı çelişkiler dikkat çekiyor ve farklılık gösteren  denenmiş bilimsel öneriler ortaya konuyordu.  Önemli olan  yanlışlara düşmemekti.

Gelişmiş ülkeler, çok daha erken başlattıkları  çalışmalarıyla yıllar öncesiden ilgili yöntemleri benimsemiş ve epeyce yol almışlardı.  Örneğin  Amerikalı tarihçi felsefeci çevreci bilim insanı Yazar Murray Bookchin, 1952’de  kaleme aldığı ‘Gıdadaki Kimyasal Maddeler Sorunu’ başlıklı makalesinde, büyük ölçekli endüstriyel tarımın getirdiği gıda koruyucuları ve pestisitlerin insanlar üzerindeki olumsuz etkilerini  yazıp  tartışmaya açmıştır. Ekopolitik  düzenleme savında da, köklü ve birbiriyle bütünleşen bir  sisteme  yer  vermiştir ki, o tarihlerde  teknolojik gelişmelere  ve endüstrileşmeyi geriden yakalamaya çalışan az gelişmiş ülkelerin zengin  tarım toprakları henüz bozulmamıştı ve doğal sağlıklı ürünler elde edilebiliyordu. kirlilikler daha azdı ve  doğal denge  tarım sorunları da, ülke gündeminin ilk sıralarında fazla yer almazdı. Dışa açılma ve pazar olma penceresinin açıldığı süreçlerde, dışarıdan ithal bilgi ve öneriler de  yavaş yavaş ortaya çıkmış  oldu.  Örneğin, deneyimli felsefeci Bookchin’in 1964’deki ”Ekoloji ve Devrimci Düşünce” başlıklı makalesinde de ilk kez: politik ekolojinin manifestosu yayımlanmıştı. Bununla:  geleceği, günümüzün toplumsal barbarlığının yarattığı sınırlamalardan değil, Insanlığın zengin potansiyelinden hareketle kurmak; durağan değil, taze beyinli insan koşulunda yükseleni aramak; ne olduğu değil, ne olması gerektiği konusunda çalışmak, gibi ilgili karşıtlı ve kıyaslamalı  sunumlar ortaya koymuştu. Yazar: “Evrilen bir gerçeklikle, düşünce süreci olarak anlaşılan şey, hakikattir. Amaçların yerine araçları; doğruların yerine kalıcılığı; erdemin yerine tekniği; öznenin yerine nesneyi, geçiren bir toplum,  her koşulda ayakta kalma dışında, amacı olmayan bir toplumdur. Amacı destekleyen araçlar toplumsal bakımdan kabul edilebilir” gibi,  düşünceler de geliştirmiştir.  Ayrıca,  ütopyanın önemini de yapıtlarında vurgulayan bilim insanı, düşüncenin önünü açma yolu üzerine,  attığı adımlarla, bir anlamda tüm bilimleri kapsayan çevreciliğin bütünselliğine ve bu  yönde başvurulacak ana  düşünce yöntemlerine de net biçimde işaret etmiş o tarihlerde. Özetle ütopyasını, bu açıdan kurgulamış da denebilir.  Çok bilinmeyenli bir denklemden, bilinenleri çıkarıp doğru sonuçlara varmak gibi.  Ütopyanın bir yanı da, dogmaları kırıp daha geniş düşünebilmek ve etki altında kalmadan yepyeni bir sistemi yaratabilmek olabilir beyinlerde. Ben ütopyamı zenginleştirmek için, kuşak farkı gözetmeden gençleri dinlediğimde, değişik zenginlikler görüp, bambaşka bir dünyada gezebilme fırsatı yakalıyorum.  Taze ve farklı düşünceler, geleceğin gerçeği olabilir ve yepyeni  fikir üretme alanları açabilir. Yeter ki dinleyelim, birlikte düşünelim,  ütopyalarımızı  harekete geçirerek gerçeklere ulaşalım.

Tags: çevreekolojigelecekkadıköy bellekSosyal Çevreütopya
ShareTweetPin
Previous Post

Uğur Tarık Özkut – 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Konuşması

Next Post

Çevre Avukatlarının Önemi

adminoad136

adminoad136

Next Post

Çevre Avukatlarının Önemi

Uğur Tarık Özkut - Atatürk’e minnet ve saygı…

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • Bellek Kadıköy Hakkında
    • BELLEK – KADIKÖY
  • Blog Yazıları
    • Sosyal Çevre
    • Doğal Ve Mimari Çevre
    • Kültür Ve Sanat
  • Fotoğraf Albümleri
  • İletişim Bilgileri

© 2025 JNews - Premium WordPress news & magazine theme by Jegtheme.

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In