Türksen BAŞER KAFAOĞLU/BELLEK-KADIKÖY
Bu günkü yazımla, okurlarımın değerli düşünceleriyle, olgunlaştırılmış aktif bir uygulama paylaşmayı deneyeceğiz.Eski yıllarda katıldığımız toplantılarda ‘think tank’(sesli’ düşünme) adı verilen ve bir konu üzerinde açılan, farklı ya da benzer düşüncelerin, ortak alanda farklı tezlerle de beslenip aktive edildiğinde, güncel ve yepyeni bir görüşün ortaya çıkabileceğini benimsemiş ve değişik ortamlarda da kullanmıştım.Buna, bilime dayalı akıl yürütmelerle,en uygun olguya ortaklaşa varabilme de denebilir.Keyifli bir uygulama olup, pek çok kurgu temelinde kullanılabiliyor. Yaygın bir örnek vermek gerekirse: “Issız bir adaya giderken, yanınıza sadece, hangi iki gerekli eşyanızı almak isterdiniz?” gibi, seçenekli giriş cümlesini, sesli düşünce paylaşımlarında, sıkça duymuşuzdur. Ben de, bundan esinlenerek okurlarıma şöyle iki ayrı soru yönelteceğim:
1. İnek mi, araba mı? 2.Petrol mü, toprak mı? cümlelerindeki seçeneklerden hangileri, size göre doğru yanıtlar olurdu, neden? Face deki yazımın altındaki “yorum” bölümüne yazıp, nedenini açıklarsanız, olguları, birlikte geliştirşip zenginleştirmiş oluruz. Bu halde ben de, iki ayrı özet sunumla, ip uçları verip, düşünce girişimimize, önceden, bazı alıntılarla hareket vermeye çalışacağım, siz de yanıtlamadan önce okuyun lütfen:
İlki: Hintli Bilim insanı Vandana Shiva’nın “Petrol değil toprak” kitabından özet bir alıntı: ”Hindistan’da, inekler, ağaçlar, eskiden anayasalarının 21. Maddesine göre kutsal ve dokunulmazdı. Oysa şimdilerde arabalar dokunulmaz oldu. Arabalar, kırsalı ve kenti yeniden yapılandırıyor”
Diğeri ise, Yazar Sir Thomas More’a ait: “İngiltere’de toprak özelleştirilirken, koyunlar insanları yutuyor, toprak insan ihtiyacı ve geçim kaynağı olmaktan çıkıp fabrikalardaki kar sahiplerinin kar yumağına dönüştü, köylüler yerinden edildi ve yeni bir yoksulluk yaratıldı” diyerek insanları besleyen, yaşanabilecek her bir krizde sonsuza dek sürdürülebilir nitelikteki toprağın önemine vurgu yapıyor. Ülkemizde yaşanan bir örnek de, Fatsa’da son yıllarda yöre halkının mücadelesine karşın, maden aramak için bir şirketin su ve toprağı ağır metal ve siyanürle nasıl zehirlediği. İzledikçe, bu nedir, nasıl bir acımasızlıktır, demiyor muyuz? İnsanlar o suları artık içemediklerini dile getiriyorlar. Yasal süreçteki son bilirkişi raporu için alınan su örneklerinde, çıkan zehirli madde oranları ölümcül. Doğayı hiçe sayan zihniyetlere karşı, dünyaca ünlü bilim insanlarının ortaya koydukları tezler, bu günün ve yarınların gerçeklerini ciddi bir şekilde düşünmemizi gerektiriyor. Yine Ünlü Hintli Bilim İnsanı ve Aktivist Shiva’nın önemle ortaya koyduğu tezin açıklamasına dönersek,benzer doğal değerlerin nelere feda edildiğini, daha da geniş düşünebiliriz. Yazar,“Günümüzde arabalar insanları yutuyor, iklim krizine etken olan hırslılarla: verimli ve üretken toprak, otoyol otopark ve büyük araba tröstlerinin yerli iş birlikçilerle anlaşıp kurduğu araba fabrikalarıyla, işgal edildi. Kişilerin kar etmek için yaptıkları ölçüsüz araba üretimi, yaşam kaynağımız olan toprağı suyu altımızdan çekip almakta. Karbon Dioksit emisyonu ile kirlenen havamız, günden güne ısınıyor. Tüketim heveslileri için özellikle hazırlanan araba pazarları, geleceğin yok oluşunu adım adım hissettiriyor artık. Son yıllarda yaşanan, ekonomik, petrol ve iklim kriziyle açlığa sürüklenen dünya insanlarını, topraklar mı, yoksa arabalar mı, doyuracak? “diye artık dünyanın her yerinde, acı bir gerçeğin sorgulaması yapılıyor. O halde bizler de, “Toprak mı, Maden mi? İnek mi Araba mı?” gibi temel konularda seçimlerimizi yapalım.
Türksen Başer Kafaoğlu