Türksen BAŞER KAFAOĞLU / BELLEK-KADIKÖY
Doğada dönüşüm telaşı ve yaza hüzünlü bir veda yaşanır Eylül’de. Tüm canlılarda kışa hazırlıklar başlar. Ömrünü yitiren asırlık çınar yapraklarının, öyküleriyle ve göğermiş güzellikleriyle, rüzgarlara kapılıp savrulduğunu görür gibiyim Modamızın sokaklarında. Yerler rengarek ve yumşacık halıya dönüşür. Orada olmak isterdim Eylülde. Filmlere, romanlara, şiirlere, resimlere konu olan bu dostluklar otağı, bir başkadır şimdilerde. Bu Yazdıklarım, her şeye rağmen Moda’ya olan özlemimin bir ifadesi olsa gerek.
Bulunduğum kırsalda, neler oluyor derseniz: burada da, meşe palamutlarının sararıp dökülen yaprakları, uçuşarak toprağa karışma döngüsüne girdi. Çiçekler ağaçlar yaza veda kışa hazırlık çabasında. Karıncalar, zorlu kış yaşamı için kollektif ve hızlı çalışma içindeler. Kum yığınları oluşturup, yiyecek depoluyorlar. Arılar çoğaldı, sulama yapmama izin vermiyorlar. Kış ön hazırlıkları tüm canlılar için önemli bu aylarda. Sürekliliği ve dayanıklığı ile bilinen Zakkumlar ve akşam sefaları, rengarenk açarak son bahrın hüznü ve romantizmi arasından sıyrılıp, hayatta kalanlara, kalıcılı güçleriyle direnç vermeye çalışıyor sanki. Ayva ve narlar özgün görünüşleriyle, bekleyin biz de varız, sizleri meyvesız bırakmayız diyor, gibiler.
Sürprizli bir aydayız. Rüzgar, yağmur ve güneş, köşe kapmaca oynar gibiler, desem doğru olur sanırım. Biri saklanırken, diğeri ortaya çıkıyor. Her haliyle güzel ve özel bence ama şaşırtıyor. Yazlık giysiler bir anda kışlığa, soğuk içecekler sıcağa dönüştürülüyor. Geceler üşütücü, gündüzler ise, güneş ve bulutlar arasında kararsız.
Eylül biraz da, aşırı sıcaklardan soğuk günlere geçiş, geleceğin külfetlerini omuzlayabilme ayı. Yaşamlarını şehirlerde sürdürenler, özellikle de dar gelirliler
ev ekonomileri için yazdan, kış hazırlıkları yapıyorlar. Köyüne gitme olanağına sahip olan kentliler bu yönden daha şanslı. Önümüzdeki kış mevsiminde beklenen aşırı pahalılık nedeniyle kuşkulular. Yöresel ürünleri değerlendirip beslenme gibi en gerekli yaşam kaynaklarını için tedbir almaya çalışıyorlar. Domates salçası, tarhana, reçel vb. üretkenlikler yapıyorlar. Şu süreçde bu yıl ağaçlarda bol bol badem ve incir var. Onları kış için toplayıp kurutuyorlar. Cevizler irileşti, zeytinler bol görünüyor. Ülkemizde ev ekonomilerine en önemli katkı, bence kadınlarımızın görünmeyen emek ve üreticiliği ile oluyor. Bu ay okulların açılma telaşı pek çok evi parasal açıdan sarmış durumda. Önceden dolup taşan sahiller bu ara bomboş Kolay değil, torunlarına bakmak durumunda olanlar da döndüler. Pek çok yerde olduğu gibi, bu mevsimde yöredeki kedi ve köpek sayılarının da çığ gibi artmış olması, sonbaharda insanlar gidince, kış kıyamette vahşi doğaya terk edilmesi acı veriyor. İsrarlarımıza rağmen, belediyenin kısırlaştırma gibi bir sorumluluktan kaçması, onları sahiplenmemesi, anlaşılır gibi değil. Şimdiden ulaşım, gürültü görüntü, hava, seçim kirliliği başta olmak bu kış kentlerde yaşanacak kaosu hayal etmek bile istemiyorum. Sisli bir ortamda, herkesin başının çaresine bakması, gibi bir yöneliş giriyorsa da devreye, toplumsal ve sosyal bağların kopması değil, tersine genişletilip diri tutulması son derece önemli. Hepimize büyük sorumluluklar düşüyor.
Tabi bu arada kültür ve çevre ekseninde bizleri bir araya getiren sevgili dostumuz Demir Alp Serezli’yi ve emeğini gönüllü olarak ortaya koyan, bu güzel sosyal bütünlüğü sürdüren Bellek Kadıköy’deki değerli dostlara da buralardan saygılarımı da iletmek isterim.
Türksen Başer Kafaoğlu