Bellek Kadıköy
  • Anasayfa
  • Bellek Kadıköy Hakkında
    • BELLEK – KADIKÖY
  • Blog Yazıları
    • Sosyal Çevre
    • Doğal Ve Mimari Çevre
    • Kültür Ve Sanat
  • Fotoğraf Albümleri
  • İletişim Bilgileri
No Result
View All Result
Bellek Kadıköy
  • Anasayfa
  • Bellek Kadıköy Hakkında
    • BELLEK – KADIKÖY
  • Blog Yazıları
    • Sosyal Çevre
    • Doğal Ve Mimari Çevre
    • Kültür Ve Sanat
  • Fotoğraf Albümleri
  • İletişim Bilgileri
No Result
View All Result
Bellek Kadıköy
No Result
View All Result
Home Blog Yazıları

30 Ağustos Zafer Bayramı

by adminoad136
Ağustos 30, 2022
0 0

Türksen BAŞER KAFAOĞLU / BELLEK-KADIKÖY

Yaş alanlar bilirler, bazen çocukluğunuza dek uzanan anılara döner o günleri yeniden yaşar ve heyecanlanırız.  Ben de öyle yapıp,  bir  çocukluk anımı sizlerle paylaşacağım. Öncelikle, uzunca bir süredir kötü örneklerle evrilen toplumsal yapı,  pek çoğumuzu nereden nereye geldik diye sıkça düşündürüyor.  Eskilerden çıkarımsadığımız pek çok nitelikli durumlara özlem duyuyor, keşke onları geri kazanabilsek diyoruz. Vaktiyle toplumun temel alıp önemsediği öyle insani değerler vardı ki, yaşadığımız sürece dek adım adım pek çoğu ortadan kalkıverdi. Örneğin, yüz kızartan suçlar hiç affedilmez kınanırdı.  Çalma çırpma gibi durumlar, her dönemde ve her alanda ara ara olurdu ama rüşvet alma,vb. gibi, suç işleyenlerin durumu öğrenildiğinde, bu durumda olanlar çok utanırlar eski deyişle yerin dibine girerler, hatta insan içine bile çıkamazlardı. Dürüstlük, zaten olunması gereken bir durumdu. Toplum ve birey yararına özgür iradesiyle hizmet verenler takdir edilir, sokakta bulduğu para çantasını sahibine teslim edenin tavrı, çocuklara örnek olarak gösterilirdi. Belki de böyle yetiştiğimiz için, bu günlerde yadırgadığımız çok şey oluyor. Buradan bir yaşam öyküsüyle devam edeyim. Yer Bilecik’in Gölpazarı ilçesi,  Yıl 1946, 30 Ağustos Zafer Bayramı için kutlama yapılacaktı ve subay olan babamın  oraya tayini çıkalı bir kaç ay olmuştu. Oldukça küçük olan tören alanının. Etrafı, kaymakamlık, komutanlık, Adliye sağlık ve ptt. gibi kagir tek katlı  resmi daire binalarıyla çevriliydi.  Kutlama günü, annemin sabaha kadar uyumadan özenle diktiği  yeni giysimle alana doğru koştuğumda, biriken kalabalığın ortasındaki kutlama telaşını fark ettim.  Gözüm, görevli olacağını bildiğim babamı aradı.  Bir anda protokoldeki yerini aldığını fark edip, defalarca “İşte bu benim babam” diyordum içimden, heyecandan elimin ayağımın zangır zangır titrediğini, anımsıyorum.   O, Harp Okulunun 1.Sınıfından savaş alanlarına gönderilip, ülke için hayli zor ve yıpratıcı koşullarda görev yaptıktan sonra, gazi ünvanıyla geri dönüp, öğrenimlni tamamladıktan sonra mezun olanlardan, sadece biriydi. Kürsünün yanıbaşında, mat gri renkli kalın kumaştan yapılmış resmi ceket ve kilot pantalonu içinde vakurla duran babamın, omuzundaki apulete bir yıldız daha eklenerek terfi ettirilmişti o gün.  Konuşmalar sırasında kaymakam, kendisinden “Gelir gelmez  ilçemizde öyle bir dürüstlük sınavı verdi ki, temiz bir sayfa açarak,  olması gereken davranışı yeniden inşa eden komutanımız…” diye  söz ederken,  pek kavrayamamış,  ardından, dikkatimi toplayarak dinleyip bu övgünün nedenini anlamaya çalışmıştım: daha sonra öğrendim ki, her dönemde  ve alanda arada bir de olsa rastlandığı gibi, daha önce görev yapan komutan, resmi daireye eli kolu dolu gelmeyenleri  azarlayarak geri çevirir, görevini kötüye kullanırmış. Yeni atamadan sonra da, işlerini takip etmeye gelenler, alışmış oldukları gibi yine koyun keçi tavuk süt yumurta vb. neleri varsa, önce onları teslim edip, sonra dilekçelerini vermek üzere kuyruğa girmişler. Babam  getirilenleri gördüğünde şaşkınlıkla  “Bunların  burada ne işi var” deyince,  “Biz hep böyle yaparık, usuldendir komutanım” demişler ve onun “hemen bunları alıp götürün  artık o usul değişti, dilekçeleriniz yeterli”sözleri karşısında, çok şaşırmışlar. Tabi böylece, törende yapılan konuşmaların anlamı da zihnimde bütünlenmiş oldu. 30 Ağustos Zafer Bayramı, hem o günleri, hem de bu örnek anıyı  paylaşmak istememin nedeni, kutsal duygularla yetişenlerin daha fazla acı çekmemesi adına,  topluma penceremden birey olarak  ses katmak  içindi. 

Türksen Başer Kafaoğlu

Tags: bağdat caddesiDoğal Ve Mimari Çevrehaldun tanerkadiköy iskelekadıköy belediyesikadıköy bellekkadıköy boğakadıköy lifeKültür Ve SanatSosyal Çevre
ShareTweetPin
Previous Post

Aylardan Ağustos

Next Post

30 Ağustos Kutlaması

adminoad136

adminoad136

Next Post

30 Ağustos Kutlaması

Bedri Rahmi Eyüboğlu Atölyesi'nin Kadıköylü Öğrencileri

Comments 2

  1. Zuhal Çetin' says:
    3 yıl ago

    Harikasın Türksen Ablacım, ne güzel günlermiş, o günler…
    Zuhal

    Yanıtla
  2. yahya doğan says:
    3 yıl ago

    Nerelerden nereye savrulmuşuz,rahmetli babanızın ruhu şad olsun.Mekani Cennet olsun.
    Değerli evlatlar yetiştirmiş

    Yanıtla

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • Bellek Kadıköy Hakkında
    • BELLEK – KADIKÖY
  • Blog Yazıları
    • Sosyal Çevre
    • Doğal Ve Mimari Çevre
    • Kültür Ve Sanat
  • Fotoğraf Albümleri
  • İletişim Bilgileri

© 2025 JNews - Premium WordPress news & magazine theme by Jegtheme.

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In