Bellek Kadıköy
  • Anasayfa
  • Bellek Kadıköy Hakkında
    • BELLEK – KADIKÖY
  • Blog Yazıları
    • Sosyal Çevre
    • Doğal Ve Mimari Çevre
    • Kültür Ve Sanat
  • Fotoğraf Albümleri
  • İletişim Bilgileri
No Result
View All Result
Bellek Kadıköy
  • Anasayfa
  • Bellek Kadıköy Hakkında
    • BELLEK – KADIKÖY
  • Blog Yazıları
    • Sosyal Çevre
    • Doğal Ve Mimari Çevre
    • Kültür Ve Sanat
  • Fotoğraf Albümleri
  • İletişim Bilgileri
No Result
View All Result
Bellek Kadıköy
No Result
View All Result
Home Blog Yazıları

SICAKLIK ARTIŞI NEREYE KADAR?

by adminoad136
Temmuz 19, 2022
0 0

Türksen BAŞER KAFAOĞLU / BELLEK-KADIKÖY

İklim değişikliğini daha çok fark ediyoruz artık. Tarihi süreçlerde de bu durum epeyce konu edilmiş.  Bilim insanlarınca, 100 Milyon Yıl önce atmosfer kirlilikleri tartışılıp, değişik tezler ortaya atılmış. Alaska Fairbanks Üniversitesi,  “Sibirya’nın deniz yatağında 8 Milyon Ton Metan gazı olduğunu” bildirmiş; Bilim İnsanı Sphere ”Metan gazı salınımının, Karbon Dioksit gazından 21 kat daha etkili ve100 Milyon Yıl önceki Kretase döneminde, küresel ortalama sıcaklığın, bu günküne yakın olduğunu, o eski dönemlerde, yer yüzünün,  büyük küçük  on buzullaşma evresi geçirmiş olmasıyla  gezegenlerin yarattığı  değişimlerin, iklimi değişikliğe uğrattığını; 1800’lerde Matematikçi ve Fizikçi Joseph Founter “içindeki sera gazları yüzünden atmosferin, güneşten  gelen  görülebilir ışığa açık, kızıl ötesi şeritteki bir çok dalga boyuna kapalı olmasıyla  termal enerjinin içerde kalıp  dünyayı ısıttığını,  sera gazlarının, su buharnın, Karbon Dioksit’in ve Metan gazının kirlilik yarattığını; asıl kirliliğin, sanayi devrimiyle başladığını” iddia etmesi; 1920’lerde de, Bilim İnsanı Milutın Milankovic’in  “Söz konusu evrelerin tetikleyicisi, yer yüzü hareketlerinden meydana gelen değişimler ve atmosferdeki  çeşitli etkiler sonucu yayılan ısınmadan kaynaklı olarak, iklimin her yıl artarak değişeceği, ancak bunu hızlandıran asıl faktörün de insanlar olacağı” görüşü; 1930’larda, Alexander Cockburne’un “Atmosferdeki Karbon Dioksit artış nedeninin, okyanuslardan sızan Karbon Dioksit ve hızlandıran, inanlardır”  gibi,  tüm tezlerden de anlaşıldığı üzere, son yüz yılda bilimsel olarak gerçekleştirilen gözlem , ölçüm ve  araştırmalar da, insan faktörünün aşırı etkisi olduğunu ortaya koymuştur. Ne yazık ki,  bu hayati olgu için, önlem almakta çok geç kalınmış, alınan kararlar da daima geri plana atılmıştır. Bazıları kar hırsı için doğayı tahrip yönünde adeta yarış içinde ve ortak yaşamın geleceğini de yok sayılabiliyor. Oysa kirlilik  yaratmak, nerede olursa olsun doğaya yapılan  ihanettir. Atıklar, sınır tanımadan yayılırlar bu nedenle yerinde  ve prosesine uygun olarak bertaraf edilmelidirler. Ne yazık ki, öteden beri, ülkesini  kirletme suçu işleme pahasına da olsa çıkarlarını düşünenler hep vardı.  ve sayılarının bu sistem  var oldukça, azalması pek olası görülmüyor..  Bizde her ne kadar ülkeye atık getirmek yasaklandıysa da, bunun bir yolunu bulup yasa dışı yolardan  yapanlar çok. 1991 Yılında tanık olup mücadele ettiğimiz  bir umarsızlık  örneğinden söz etmek istiyorum.  Hamburg’dan yola çıkan Haltermaa  gemisinin,  katılaştırılmış Çinko ile kaplı, Dioksin içeren baca gazı atıklarını, ülkemizdeki bir Türk  Şirketine getireceği  duyumu üzerine, S.O.S Çevre Gönüllüleri, yükü getiren geminin geri dönmesi  için  basın toplantısı ve eylem yapmış,  yetkililer uyarılıp, bu gizlice taşınan atığın, geri  gönderilmesi  sağlanmıştı.  Söz konusu olay,  “Avrupa Birliği Uyum Süreci”ne denk geldiği için, o tarihlerde, sivil toplum kuruluşlarının tepkileri önemsenirdi.  Böylece  gelişmekte olan  ülkemizin özel  bir şirketine, başka bir ülkenin istenmeyen atıklarının hileli yollarla gönderilmesi engellenmiş oldu.  Aliağa’ya Brezilya’dan Asbest gönderilmesi de tümüyle bir katliam. Unutmayalım ki bunlar, süregelen geçmişteki ve bu günkü sorunlardan sadece ikisi. Topraklarımız, başkalarının çöplüğü olmamalıdır. Zira iklim değişikliğinin yol açtığı sel, heyelan, orman yangını, tsunami, taşkın,  felaketlerinden sonra, onarım ve geri kazanımın mali yükü de, ana maliyetin kat kat üstünde olacak, ayrıca toplum sağlığı yönünden yaşamsal riskler artacak. Bu nedenle atıkların  gizli ve ucuz alımlarına, nasıl, ne için, kimlere gönderildiğine,  kimyasal içeriğinin ne olduğuna, dikkat etmeli ve takipçisi olmalıyız.

Türksen Başer Kafaoğlu

Tags: bağdat caddesiDoğal Ve Mimari Çevrehaldun tanerkadiköy iskelekadıköy belediyesikadıköy bellekkadıköy boğakadıköy lifeKültür Ve SanatSosyal Çevre
ShareTweetPin
Previous Post

AYLARDAN TEMMUZ

Next Post

Modalı Büyük Gravür Ustası Fethi Kayaalp

adminoad136

adminoad136

Next Post

Modalı Büyük Gravür Ustası Fethi Kayaalp

Moda’dan Bir Ekonomist Yazar Geçti

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • Bellek Kadıköy Hakkında
    • BELLEK – KADIKÖY
  • Blog Yazıları
    • Sosyal Çevre
    • Doğal Ve Mimari Çevre
    • Kültür Ve Sanat
  • Fotoğraf Albümleri
  • İletişim Bilgileri

© 2025 JNews - Premium WordPress news & magazine theme by Jegtheme.

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In