Kadıköy’ün tarihi, binlerce yıl öncesine dayanmaktadır. Öyle ki milattan önce de bu bölgede birçok medeniyet yaşamıştır. M.Ö. 1000 yılları dolaylarında, Fenikeliler’in Fikirtepe civarında Harhadon ismiyle var olduğu bilinmektedir. Moda Burnu ve Yoğurtçu arasında Halkedon, yani Kalkedon da burada bulunmaktadır. Kalkedon, var olduğu dönemde Apollon Tapınağı ile büyük üne sahip olmuştur. M.Ö. 658 yılında Sarayburnu’na yerleşen Bizans ise yerleştiği yeri aşırı derecede beğenmiştir. Yerleştiği yerin güzelliğinden etkilenerek karşı tarafa, yani Kadıköy’e yerleşenleri körlükle vasıflandırmıştır. Bu yüzden Kadıköy ”Körler Diyarı” ve ”Körler Ülkesi” olarak anılmıştır.
Fetih sonrası Halkedon’dan Kadıköy’e
Halkedon yüzyıllar boyunca çeşitli
kuşatmalar geçirmiştir. Fakat 1352 ve 1353 yılları arasında, büyük oranda Osmanlı denetimine girmiştir. İstanbul’un fethi ile birlikte ise Fatih Sultan Mehmet, Halkedon’u Nasrettin Hoca’nın kızının torunu olarak bilinen ilk İstanbul kadısı Celalzade Hızır Bey’e vermiştir. Kadıköy isminin buradan geldiği bilinmektedir. Hızır Bey’in Osmanağa Camii’nin yerine yaptırdığı cami, Osmanlı’nın bölgedeki ilk yapısıdır.
19. yüzyıl ile birlikte rağbet gören sayfiye ve mesire yeri…
Kadıköy ve çevresi, Roma ve Bizans döneminde üst düzey kişilerin rağbet ettiği bir mesire ve sayfiye bölgesi olmuştur. Bölge Osmanlı zamanında da bu özelliğini yitirmemiştir. Aynı zamanda Osmanlı zamanında önemli bir tarımsal üretim alanı olmuştur. Kuşdişi Deresi, Çamlıca, Acıbadem, Koşuyolu, Haydarpaşa, Fenerbahçe gibi bölgeler önemli çayır ve mesire alanları olmuştur. Bostancı’ya uzanan saha içinde üst düzey yöneticilere ve sultanlara ait bahçeler, sahil saraylar ve köşkler yer almıştır. 19. yüzyılın ilk yarısında mevsimlik kullanımlar öne çıkmıştır. Fakat imparatorluğun çöküşü ile birlikte askeri faaliyetler de hissedilmiştir. Diğer bir yandan 1857 yılında başlayan vapur seferleri, Kadıköy’ün yerleşim için tercih edilmesini de sağlamıştır. 1869 yılında Üsküdar Sancağı’na bağlı olan Kadıköy, 1930 yılında ilçe yapılmıştır.
Cumhuriyet sonrası dönem…
6 Ekim 1923 tarihinde Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde, İstanbul ve Kadıköy düşman işgalinden kurtarılmıştır. Aradan geçen 7 yıldan sonra Kadıköy, ‘23 Mart 1930’ tarihinde ilçe olmuştur. Kadıköy aynı zamanda Cumhuriyet’in ilanı ile de birçok gelişme yaşamıştır. Bunlardan en önemlisi, 1929 yılında Üsküdar- Kısıklı arasında başlayan tramvay seferleridir. Bölgede imar planının uygulanması, nüfusun hızlı bir şekilde artmasını sağlamıştır. Kadıköy Haydarpaşa Garı ve iskeleleri ile gerek İstanbul için gerekse dünyadaki konumu ile bir geçiş hattı olmuştur. 1970’li yıllarda Boğaz Köprüsü’nün açılması, buradaki ulaşım yükünün azalmasını sağlamıştır. Fakat 1980 yılında hızlanan göç ve yeni imar planları Kadıköy’ün gözde bir yerleşim yeri olmasını sağlamıştır. Daha sonralarda çıkartılan imar afları, imar planları, tapu tahsis belgeleri yapı yoğunluğuna yol açmıştır.
Kadıköy’de oturan önemli kişiler.:
Tarih boyunca Kadıköy’de oldukça önemli isimler de oturmuştur. Örneğin 446 yılında II. Theodes’in Kadıköy’de oturduğu bilinmektedir. Yel değirmeni sırtında yer alan ve II. Konstantin döneminde yapılan sarayın güzelliği dillere pelesenk olmuştur. Burada yapılan kazılarda kalın duvar kalıntılarına rastlanmıştır. Diğer bir yandan Eflatun’un öğrencisi olan Ksenokrates, M.Ö. 4 yılında Kadıköy’de doğmuştur. Bizans İmparatoru Jüstinyanüs ve eşi Theodora Fenerbahçe’deki saraylarında yılın önemli bir bölümünü geçirmişlerdir. Osmanlı döneminde Kanuni Sultan Süleyman gibi önemli padişahlar da yaz mevsimlerini Fenerbahçe’de yer alan Şadırvan Köşkü’nde geçirmişlerdir.
Saygılarımla,
Ş. Önder – ‘25.03.2020’
( NOT: Yaşadığımız yakın çevre ile ilgili bir sonraki ‘araştırma/derleme’ yazımın konusu “Kadıköy tarihine ait ilginç yaşanmışlıklar ve bilgiler” olacaktır, sevgili dostlar..)
Şimdilik, sağlıcakla kalın..